Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, kalitenin sadece bugünü değil, geleceği tasarlayarak iş üretmek olduğunu belirterek, Büyükşehir Belediyesi olarak, ‘Kalite Hareketi’ni başlatarak, vatandaşların hayatındaki mutlak ihtiyaçlardan daha fazlasını yapabilmesini hedeflediklerini söyledi.
Mersin Büyükşehir Belediyesi ve Mersin Su ve kanalizasyon İdaresi (MESKİ) Genel Müdürlüğü ev sahipliğinde, Türkiye Kalite Derneği (KalDer) işbirliği ile ‘1. Mersin Kalite Sempozyumu’ düzenlendi. "Mersin’e Kalite Yakışır" sloganıyla Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleştirilen sempozyuma, Büyükşehir Belediye Başkanı Kocamaz, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Başkanı Şerafettin Aşut, Türk Standartları Enstitüsü (TSE) Çukurova Bölge Koordinatörü Mehmet Uğur Özdeniz, KalDer Başkanı Ahmet Hamdi Doğan ile Mersin ve kent dışından çok sayıda konuk katıldı.
Sempozyumun açılış konuşmasını yapan MTSO Başkanı Aşut, kalitenin, bir ihtiyacı karşılama olayı olduğunu belirterek, bunun bir insan için de bir ürün veya sistem için de bir kurum için de geçerli olduğunu kaydetti. Kaliteyi belirleyen şeyin, kalitenin o ihtiyacı karşılayabilmesi, bunu kanıtlayan şeyin ise standartlar ve kalitenin ölçümlenmesi olduğuna işaret eden Aşut, “Ülkemiz, uzun yıllardır standartları belirleyen, ölçen ve belgelendiren kurumlara sahiptir. Ancak, yakın zamana kadar bu kurumlar kağıt üzerinde kalan, pratik yarar ve değere dönüşemeyen göstermelik uygulamalara sahipti. Yani biraz ‘dostlar alışverişte görsün’ mantığı vardı. Ancak, son yıllarda gerek resmi gerek özel gerekse dernekler bazıda bunları kontrol eden oluşumlar büyük aşamalar kaydetti. Kaliteyi ölçen ve belgelendiren kurumlar çok gelişti ve dünya çapında prestijli kurumlar haline geldi. Teoriler pratiğe, göstermelik uygulamalar gerçek uygulamalara dönüşmeye başladı” dedi.
“KALİTE HER ANLAMDA VERİMLİLİĞİN VE BUNA BAĞLI REKABETİN TETİKLEYİCİSİ OLDU”
Kurumların ve daha önemlisi, insanların kalitenin önemini kavradığını vurgulayan Aşut, kalite kavramının artık bir katma değer haline geldiğini dile getirdi. Aşut, “Kalite, her anlamda verimliliğin ve buna bağlı rekabetin tetikleyicisi oldu. Hayatımıza son 30 yılda küreselleşme, Ar-Ge, patent, inovasyon, iletişim teknolojileri gibi çok kavram girdi. Tüm bunların tam anlamıyla bir değere dönüşmesinin şartı kalitedir. Üretmek önemli değil, kaliteli üretmek önemli. Eğitmek tek amaç olmamalı, kaliteli eğitim amaç olmalı. Firma kurmak veya kurumsal bir tabelaya sahip olmak önemli değil, kaliteli işletmeler ve kaliteli kurumlar oluşturmak önemli. Aksi takdirde ülkemiz ve kentimiz kalitesiz bir firma, kurum ve insan çöplüğüne dönüşür” diye konuştu.
“TÜRKİYE VE MERSİN, DÜNYA KENTİ OLMA İDDİASINDA BİR KIRILMA NOKTASINDADIR"
Türkiye ve Mersin’in, dünya kenti olma iddiasında bir kırılma noktasında olduğuna işaret eden Aşut, şöyle devam etti: “Ya bir sıçrama yaparak gelişmiş ekonomiler arasına gireceğiz ya da o sıçramayı geciktirerek ‘gelişmekte olan ülke’ etiketini taşımaya devam edeceğiz. Bu sıçramayı sağlayacak olan şey kalitedir. Kalite, verimliliktir, rekabet gücüdür, imajdır. Artık tüm ülkelerde her şey üretiliyor. Sanayi, tarım sadece bizde yok, tek lojistik ülke ve kent biz değiliz, turizm her kentin hedefinde. Bizi yüzlerce ülkeden farklı kılacak olan kalitedir. Hatta mükemmellik düzeyinde kalite her alanda yükselişimiz olacaktır. Önemli olan, kalite sadece özel sektörün konusu olmamalıdır. Kamu kurumları da kaliteyi merkezlerine almak zorundadırlar. Verimlilik sadece özel sektörün değil, kamunun da amacı olmalı. Bütüncül bir kalite hedefine başka türlü ulaşamayız.”
“KALİTE, SADECE BUGÜNÜ DEĞİL, GELECEĞİ TASARLAYARAK İŞ ÜRETMEKTİR”
Başkan Kocamaz ise konuşmasında, kalite yolculuğuna 13 yıl önce Tarsus Belediye Başkanlığı döneminde başladıklarını ve aldıkları Türkiye Mükemmellik Ödülü’nün kendilerine önemli bir motivasyon kazandırdığını söyledi. Aynı motivasyon ve gayreti Mersin geneline taşımak istediklerinin altını çizen Kocamaz, bu amaçla 8 Mayıs 2014’te ‘İyi Niyet Bildirgesi’ni imzalayarak belediyenin kurumsallaşması adına ilk adımı attıklarını anlattı. Bu imzanın, doğru hizmetlere, kaliteli işlere, halkın memnuniyetine ve başarıya giden yola atılan imza olduğuna vurgu yapan Kocamaz, şunları söyledi: “İşletmelerdeki mükemmelleşme çabası ile yerel yönetimlerdeki mükemmelleşme çabası aynı amaca hizmet etmez. Çünkü birinin amacı ticari kaygıyken, diğerinin amacı halkın faydası ve memnuniyetidir. Bize göre kalite, bir kentte yapacağınız işe o kentte yaşayan halkı dahil edebilmek, hizmetlerin halk tarafından sahiplenilmesini sağlayabilmek, halkın günlük yaşam düzeyini yükseltebilmek ve hayatını kolaylaştırabilmektir. Kalite, sadece bugünü değil, geleceği tasarlayarak iş üretmektir. Kalite, belirli bir kesimi değil, halkın tüm paydaşlarını kapsayabilmelidir. Kalite, yaptığınız işlerde çevreye olan duyarlılıktan tutun da yaşamın her alanında gösterdiğiniz hassasiyetlerin bütünüdür.”
“KALİTE, ‘İYİ Kİ BU KENTTE YAŞIYORUM’ DİYEBİLMEKTİR”
M.Ö. 2150’li yıllarda Hammurabi Kanunları’nda bile kaliteden söz edildiğine dikkat çeken Kocamaz, yerel yöneticilerin, işin olması gerekenleri dışında çok daha fazlasını düşünmek, hayal etmek ve uygulamak zorunda olduklarını ifade eden Kocamaz, “Kaliteli bir yaşam için sadece yolların düzgün, binaların sağlam ve çevrenin temizleniyor olması yeterli değil. Kalite, olması gerekenden de öte çağın gereklerine ayak uydurma ve geniş kitlelerin ihtiyaçlarına cevap verme konusundaki yeterliliği ve sürdürülebilir bir başarıyı içine almalıdır. Bir kentte ‘kaliteli yaşıyorum’ diyebilmek için o kentin tün dinamiklerini, doğal güzelliklerini, tarihini, denizini her yönüyle keyifle yaşayabiliyor olmanız gerekir. Kalite, her şeyden önce ‘iyi ki bu kentte yaşıyorum’ diyebilmektir. Eğer bu kentte kardeşçe, birlik ve beraberlik içinde yaşıyor, hem yerel yönetimler hem de kentin diğer dinamikleri ile birlikte bu barışı muhafaza edebiliyorsak, bu kalitenin göstergesidir. Büyükşehir Belediyesi olarak, ‘Kalite Hareketi’ni başlatarak, vatandaşlarımızın hayatındaki mutlak ihtiyaçlardan daha fazlasını yapabilmesi hedefliyoruz. Kalite bir hayat tarzıdır, bir ekip işidir. Mersin kaliteyi hak ediyor. Biz de Mersin’e hak ettiği bu kaliteyi sunabilmek için varız” şeklinde konuştu.
TSE Çukurova Bölge Koordinatörü Özdeniz de kalitenin Türkiye’ye 1990’lı yıllarda bir moda olarak geldiğini, 2000’li yıllarda ihalelerde gerekli bir belge olarak yer aldığını, 2015’te ise bir yaşam biçimine dönüştüğünü aktardı. Kalitenin ölçülebilir bir değer olduğunu belirten Özdeniz, “Kalite standartlarla ölçülür. Bugün dünyada Uluslararası Standart Teşkilatı’nın ve Avrupa Standart Teşkilatı’nın hazırladığı 33 binin üzerinde standart vardır. Standartlar tüm birimlerde, hizmetlerde, ürünlerde, sistemlerde kural, özellik metot yöntem olarak kullanılmakta. Bu nedenle standartların çok iyi bilinmesi gerekir. Standartların bilinmesi yetmiyor sahiplenmesi gerekiyor” dedi.
Türkiye’nin 2012 yılında Avrupa Standart Teşkilatı’nın tam üyesi olduğunu da anımsatan Özdeniz, artık Türkiye’nin standartlara yön veren, standartları hazırlayan konuma geldiğinin altını çizerek, “Bu önemli bir gelişme. Ülke olarak hala Avrupa Birliği’ne kabul edilmiş değiliz ama TSE bugün Avrupa Standart Teşkilatı’nın tam üyesi olmuştur ve artık standartlara şekil veren bir ülkeyiz” diye konuştu.
KalDer Başkanı Doğan ise kalitenin mükemmellik olduğunu dile getirerek, Türkiye’nin şu anda ‘yönetim kalitesi’nde bir yerlere gelmeye çalıştığını, bunun da üstünde bir ‘düşünce kalitesi’ olduğunu söyledi ve çabalarının o noktaya ulaşmak olduğunu kaydetti.