Genç Memur-Sen Aydın İl Temsilciliği, Türkiye genelinde gerçekleştirilen kitap okuma eylemi kapsamında gençleri karanlık odaklara karşı kitap okumaya davet etti.
Genç Memur-Sen Aydın İl Temsilciliği’nin tüm Türkiye ile birlikte aynı anda gerçekleştirdiği kitap okuma eylemine Memur-Sen Aydın İl Temsilcisi ve Sağlık-Sen Aydın Şube Başkanı A. Baki Karaer, Genç Memur-Sen İl Temsilcisi Yakup Özen, Memur-Sen, Sağlık-Sen ve Genç Memur-Sen üyeleri ile Genç Memur-Sen Üniversite Komisyonu üyesi gençler destek verdi.
Söz söylemek yerine gürültü çıkarmayı tercih edenlere tepki göstermek için bu eylemi gerçekleştirdiklerini belirten Genç Memur-Sen İl Temsilcisi Yakup Özen, “İlmin birleştiriciliğini ve irfanın aydınlık iklimini idrak edemeyenlere, şiddeti bir yöntem, kavgayı çıkar yol zannedenlere karşı; üniversitelerimizin ilim ve irfan yuvaları olduğunu, farklılıklarımızın zenginlik ve ülkemiz için manevi bir sermaye olduğunu hatırlatmak ve onları dünyanın en anlamlı, en birleştirici eylemine davet etmek için toplandık. Üniversiteli gençliği suni ayrımlarla kamplaştırmak, aralarına siyasi fay hatları döşeyerek bilim ortamını ifsat etmek, gençleri şiddet ve terör dalgasının dinamik gücü olarak kullanmak için kolları sıvayan karanlık şer odaklarına karşı , ‘ortak’ bir ses vermek, konuya gereken toplumsal duyarlılığı sağlamak için bugün harekete geçmiş bulunuyoruz. Eski Türkiye’nin ideolojik saplantılı ellerinin karanlık planlarını bozmak için buradayız. Ülkeyi kaos eylemleriyle kardeşlik iklimini bozarak kavgadan siyasi çıkar sağlamak isteyenlere tepkimizi göstermek için buradayız. Gençlerin senaryosu karanlık mahfillerde yazılan oyunlara gelmeyeceğini haykırmak için buradayız. Tüm siyasi provokasyonlara sosyal manipülasyonlara rağmen sağduyu ve soğukkanlılığımızı muhafaza etmekte kararlı olduğumuzu göstermek için buradayız. Üniversitelerimiz ilmi kaygıların, insani değerlerin hayat bulduğu irfanın ve hikmetin peşinde koşan çağın şuurlu ve erdemli gençliğin yuvası olmalıdır demek için buradayız. Ve Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz’ı şehit edenleri kınamak, maşa örgütlerin eliyle tezgâhlanan bu alçak saldırıların, milletimizin sahip olduğu birlik ve beraberliğini bundan önce olduğu gibi bundan sonra da yıkmaya yetmeyeceğini milletin irfanının tüm karanlığı aydınlatacağını deklare etmek için buradayız” dedi.
“BİR MUM YAKMAYA DAVET EDİYORUZ”
Genç Memur-Sen’in bugün tüm Türkiye’de meydanlarda olduğuna işaret eden Özen, “Çünkü üniversite gençliğinin içine çekilmek istendiği tuzağa karşı onların yanında olduğumuzu göstermek istiyoruz. Bu şiddet sarmalından uzaklaşmak için gençliğimizi ‘Kitap okumaya, karanlığa karşı bir mum yakmaya’ davet ediyoruz. ‘Ey Genç Adam, Okumadığın Gün Karanlıktasın’ düşüncesini hayatımızın merkezine alarak; çevreye ve insanlara zarar vermeden de bir eylemin yapılabileceğini göstermek için bugün buradayız. Üniversite gençliğinin şiddet sarmalı ile terör dalgasına maruz bırakılması, ülkenin geleceğine yerleştirilmiş olan bir nükleer bombadır. Üniversiteler, beyin gücü yetiştiren, aydınlarımızın ve önderlerimizin yetiştiği bilim yuvalarıdır. Bilim yuvalarında yetişen gençliğimize kast eden karanlık eller, ülkenin geleceğini sabote etmenin çabası içerisindedir. Geleceğimiz dinamitlenirken sessiz mi kalmalıyız? Şiddetin ve terörün panzehiri olması gereken ilim ve irfan yuvaları, bu şiddet ve kirli provokasyonlara teslim mi olmalı? Buna hayır diyoruz, bütün gücümüzle, bütün benliğimizle, bütün vatanseverliğimizle… Zira dinamitlenen yol Büyük Türkiye’ye giden yoldur” diye konuştu.
“KARANLIK SÜREÇTE GENÇLERİ YALNIZ BIRAKMAYACAĞIZ”
Tüm gelişmiş ülkelerde üniversitelerin gelişimin lokomotifi, toplumsal ilerlemenin ana eksenini belirleyen kuruluşlar olduğuna işaret eden Özen, şöyle konuştu: “Türkiye’de de üniversiteler, evrensel bilgi üretmenin ve insanlık için değer yaratmanın baş aktörleri olmaları gerekirken, bu ilim ve irfan yuvalarının terör dalgası ile iğdiş edilmelerine müsaade edilebilir mi? Üniversitelerde şiddet ve terör dalgasının yayıldığı bu dönemde, sessiz kalmanın bu ülkeye yapılabilecek en büyük kötülük olduğunu düşünüyoruz. Buradan tüm üniversite gençliğine, STK’larımıza, Öğrenci kulüp ve konseylerimize ‘Sesini değil, Fikrini yükselt’ diyerek tüm gençlerimize birlik olma çağrısında bulunuyoruz. Bu çağrı, Büyük Türkiye yolunda emin adımlarla yoluna devam eden ülkemin, üniversite gençliğini, olaylar karşısında ‘Serinkanlı Hareket Etme, Aklın Yörüngesinde Sağduyulu Davranma, Zaman Omuz Omuza Verme Zamanıdır’ diyoruz.
Bu çağrı, küresel ve ulusal piyonların, üniversite gençliğini kendi kirli emellerine alet etmek isteyen karanlık mahfillere karşı, ‘bir sağduyu’ çağrısıdır. Bu çağrı, üniversiteleri terör dalgası ile üniversite gençliğini provokasyonlarla birbirine düşürmek isteyenlerin heveslerini kursakta bırakmak için ‘birlik’ çağrısıdır, ‘beraberlik’ çağrısıdır. Türkiye, tarihi bir seçim öncesinde yine karanlık mahfillerin kirli provokasyonlarla ülkeyi kaosa sürüklemek istedikleri hassas bir süreçten geçmektedir. Geçtiğimiz günlerde bir savcımızın kalleşçe şehit edilmesi, sözünü ettiğimiz hassas dönemin en önemli olayıdır. Bu cinayeti büyük bir nefretle kınıyor, kamuoyunu sağduyuya davet ediyoruz. Eski Türkiye özlemi duyanlara fırsat vermeyeceğiz. Milleti ve değerlerini hedef alanların senaryolarında yer almayacağız. Milletimizin, hem dışarıdan hem de içeriden tezgahlanan kirli oyunlarla, hedef alındığı bir süreçte gençliği yalnız bırakmayacağız.
Soylu gençliğin inşası medeniyet değerlerimizin ihyası için kitap okuyarak kendimizi en iyi şekilde yetiştirerek her zaman üzerimize düşeni yapmayı, milletimize karşı bir borç bileceğiz”