Bilecik İl Halk Sağlığı Müdürlüğü Diyetisyeni Zerrin Delibaş Tez, yaz mevsimi öncesi sağlıklı beslenme konusunda açıklamalarda bulundu.
Diyetisyen Zerrin Delibaş Tez, yaz mevsiminin, vücudu formda olmayan kişiler için korkulu rüya olduğunu belirtti. Yazın ince ve açık renkli kıyafetlerin fazla kiloları daha çok ortaya çıkardığını ifade eden Tez, "O yüzden insanlar hızlı bir şekilde zayıflama yoluna başvuruyor. Hızlı çözümlerde zayıflama ilaçları, gündemde olan haplar, mamalar şeklinde ürünlerimiz var. O ürünler kullanılıp bir an önce fazlalıkların gideceğini düşünüyorlar. Lakin, biz her zaman sağlıklı beslenmeden yanayız. Hızlı kilo vermekten yana değiliz. Hızlı kilo vermenin vücudumuzdaki olumsuz etkileri ön plandadır. Hem cilt tonundaki renk kaybı, hızlı kilo vermede belirgin olarak göz altlarında ve yanaklarda çökmedir. Vücudumuzdaki gerginliğin kaybolmasıyla beraber sarkmalar meydana gelir. Eğer kullanılması gerekiyorsa, zayıflama ilaçları ve hapların sağlık ve tarım bakanlıklarından onaylı ve doktor kontrolünde olması bizim için ön plandadır” dedi.
“YASAKLANMIŞ MADDELERİ İÇEREBİLİYOR"
Sağlıklı beslenmenin insan vücudundaki yararlarını anlatan Tez, “Zayıflama hapları hızlı kilo verdiriyor diye canımızın istediğini yeriz düşüncesiyle, hem hap kullanıp hem canımızın istediğini yersek, biraz da bu düşünce ile zayıflama haplarını ya da vücudumuza giren yağı azaltılması için kullanılan hapları kullanırsak, bu sağlık açısından son derece yanlıştır. Çünkü ciddi riskler içerebiliyor. Bu riskler özellikle zayıflama haplarının içerisinde amfetamin, metamfetamin veya fenfluramin gibi bağımlılık, alerji yapan yasaklanmış maddeleri içerebiliyor. Kalp kapakçığında rahatsızlığı olanlarda inme riski artabiliyor. Bu tarz zayıflama hapları hızlı kilo verişle beraber sinir sistemimiz de dahil olmak üzere iç organlarımızda birçok hastalıklara yol açabiliyor. Yani sağlık açısından risk itibar ediyor. Hızlı kilo verdiriyor düşüncesiyle, sonradan bu hızlı kilo verişin hızlı geri dönüşü de oluyor. Hızlı kilo verdiğiniz zaman muhakkak hızlıca geri alabiliyorsunuz. Nedeni ise beslenme hayatınız boyunca devamlı devam ettirmeniz gereken bir mevzu, yeme içme konusunu kendinizce halledemediyseniz, bir yandan yerken, bir yandan kilo veriyor konusunu adlandırıyorsanız belli bir süre sonra hapları uzun süreli kullanamazsınız. Bizim rutin yapamayacağınız şeyleri kullanmamız vücudumuzu olumsuz etkileyen etkenlerden birisidir. Mesela rutin spor yapamıyorsak, yaz geliyor o yüzden incelemem lazım, hemen spora başlayayım, sonrasında da bu sporu bırakayım diye bir düşünce olmamalıdır. Vücudumuzu her zaman yıl bazında düzenli yürüyüş yapamıyorsak, vücudumuz üzerinde bir program uygulamıyorsak yapboz gibi yapmamalıyız. Vücudumuzun istikrarlı, her gün düzenli alması gereken bir enerji vardır. Bu enerji gün içerisinde almamız gereken bir karbonhidrat,protein, yağ dengesi düzenli şekilde girmek zorundaki kilo kontrolünü sağlayabilelim” diye konuştu.
“HERKESİN MUTLAKA BİR DİYETİSYENE İHTİYACI VARDIR”
Günde ne kadar kalori alınması gerektiğinin kişiden kişiye değiştiğini kaydeden Diyetisyen Zerrin Delibaş Tez, şöyle devam etti:
“Kişinin yaşının, boyunun, kilosunun vücudunun ihtiyacını biz buradaki cihazlarımızla belirliyoruz. Herkesin kendine has günlük alınması gereken kalori miktarı vardır. Bunu tespit edecek olanda diyetisyen arkadaşlardır. ’Ben kilolu değilim o yüzden diyetisyene ihtiyacım yok’ dememesi lazımdır. Herkesin bir diyetisyene ihtiyacı vardır. Sağlıklı yaşam programında bizden neleri yanlış yapıyoruz diye düşünüp bizimle görüşmeleri gerekebilir. Ben burada aldığımız hastalarda çok gördüm. Hastalarımız ’Biz aslında doğru biliyorduk diye düşünüyorduk ama doğru bilmiyormuşuz aslında yanlış bildiğimiz çok şey varmış’ diyorlar. Farkında olmadan kulaktan dolma bilgiler, kitaplar, internette bu tarz bilgiler yayıldığı için inşalar biraz daha diyetisyen deyince geri planda kalabiliyorlar. ’Nasıl olsa bizim elimizin altında internet var, her şeyi buradan okuyup rahatlıkla öğrenebiliyoruz’ diye düşünüyorlar. Öğrendikleri bilgiler yanlış değil ama şöyle bir durum var, sizin vücudunuzun ihtiyacı başka, diğer kişinin ihtiyacı çok farklıdır. O yüzden günde ne kadar kalori alınmalıdır dediğinizde bin 500 ya da 2 bin arasında alınması gerekiyor dersem yanlış olur.”
“ZAYIFLAMA DİYETİ DEĞİL, DOĞRU BESLENME DİYETİ YAPILMALIDIR”
İnsanların neden diyet yapma gereksiniminde bulunduğunu aktaran Tez, “Diyet dediğimizde aklımıza direk zayıflama geliyor. Burada hastalarımıza yaptığımız çalışmalarda hastalarımızı diyet yapıyoruz diye başlatmıyoruz. Diyetin asıl temel anlamı beslenmedir. Gün içerisinde almamız gereken karbonhidratı, proteini, yağı düzenli aldığımızda sağlıklı bir insan profilini rahatlıkla çizebilirsiniz. Bu yüzden neden diye düşündüğümüzde sağlıklı yaşamak vücudumuzun hastalıklara karşı bağışıklık sisteminin güçlü olması, çocuklarımızın gerçek anlamda büyüme gelişmesinin düzgün bir şekilde yol alması, hamilelerimizin anne karnındaki bebeklerimizin daha dinç, güçlü, kilosunu almış, boyut olarak tam anlamıyla gerçek boyutlara kavuşmuş bir bebek olarak doğması, yaşlılarımızın yaşlılık dönemlerini daha aktif daha canlı geçirebilmesi için, gerçek anlamda doğru beslenme hepimiz için hayatımızın her evresinde şarttır. Hastalık sahibi olduktan sonra diyet yapmamızın bir anlamı yoktur. Hastalığımızı rahatlatıyor, ciddi anlamlarda 4-5 kutu ilaç kullanıyorsak, doğru beslenme ile doktorumuzun kararıyla 1 kutu ya da 2 kutuya indirebiliyoruz. Ama bizim istediğimiz şey o evreye gelmemektir” ifadelerini kullandı.
“ANNE KARNINDAN BAŞLAYARAK DOĞRU BESLENME PROGRAMI UYGULAMALIYIZ”
Anne karnından başlayarak doğru beslenme programı uygulanması gerektiğini belirten Diyetisyeni Zerrin Delibaş Tez, şunları kaydetti:
“Bizler çocuklarımız zayıf diye yükleniyoruz ama bilmiyoruz ki biz kilo aldırmak için iç organlarımızı telef ettiğimizin farkında değiliz. Bu yüzden kilo almayı sağlıklı beslenme programı içerisinde devam ettirmeliyiz. Bize gelen aileler içerisinde çocuğum okul çağında o yüzden diyet yapması çocuğumun gelişimini engeller mi? Ketojenik diyet engeller ama yaşına boyuna kilosuna oranla verilen doğru beslenme programı tam tersine boyunun kilosunun hiçbir şekilde ders başarı oranını düşürecek şekilde bile etkilemeyecektir. Tam tersine başarı derecesini yükseltecek hastalıklara karşı bağışıklık sistemini güçlendirip daha faydalı, aktif, canlı olmasını sağlayacaktır. Bu yüzden diyet yani beslenme dediğimizde hayatımızın her evresinde bebeklikten çocukluktan hamilelik yaşlılığa kadar her evresinde olması gereken bir şeydir. Kısacası sağlıklı bir yaşam ileride kimseye muhtaç olmadan yaşamak için diyet yapmalıyız."
“DİYET İLE DİYABET ARASINDAKİ FARK TAMAMEN BAĞIMSIZDIR”
Tez, diyet ile diyabet arasındaki farkın tamamen birbirinden bağımsız olduğunu vurgulayarak, "Diyabet ürünler dediğimizde özellikle şeker hastalarına yönelik ürünlerdir. İçerisindeki şeker oranının tamimiyle yok olması ama yağının, ununun kalori açısından hiçbir dengesinin azaltılmadan üretilen bir ürün grubudur. Şeker yerine tatlandırıcıyla dengelenmiş, diyabet hastasının kan şekeri problemi olduğu için bu ürünü yediği takdirde, kan şekerini olumsuz etkilemeyecektir. Diyet ürünlerse tamamen şekeri, yağı içerisindeki tuzu gibi enerji miktarı açısından düşürülüp, vücudu için biraz daha diyet yapmak için bunlardan da vazgeçemiyorsa diyetini bozmayan düşük kalorili besin gruplarıdır. İkisi arasındaki fark budur. Birinde şeker azalır diğerinde içerisindeki bütün karbonhidrat yağ protein hepsinin otomatik olarak azaltılıp üretilmiş halidir” şeklinde konuştu.