ÖCALAN'A DESTEK, ERDOĞAN, AK PARTİ VE CHP'YE ELEŞTİRİ
İzmir'in Gündoğdu Meydanı'nda, İzmir Valiliği'nin izniyle, HDP tarafından organize edilen 'Abdullah Öcalan'a özgürlük nevruzu' ana temasıyla düzenlenen nevruz kutlamalarında Türkçe ve Kürtçe anonslar yapıldı. Polisin yoğun güvenlik önemleri altında alana giren kalabalık, Kürtçe ve Türkçe müzikler eşliğinde halay çekerken, 'Dişe diş, kana kan seninleyiz Öcalan', 'Yaşasın önder Apo', 'İmralı'ya bin selam' sloganları atıldı. Abdullah Öcalan'ın, nevruzla ilgili, yakalanıp cezaevine konulmadan önce yaptığı konuşmaların görüntüleri, sinevizyonda gösterildi.
Yaptığı konuşmada, Abdullah Öcalan'ın Diyarbakır'da okunan mektubuna destek verip, Ak Parti hükümetine tepki gösteren HDP İzmir İl Eşbaşkanı Cavit Uğur, şöyle dedi:
"Bugün burada bu coşkuya sahipsek, cezaevlerinde yatan binlerce tutsağın sayesindedir. Oysa AKP hükümeti insanlık dışı uygulamalarına devam ediyor. Türkiye barışa susamış, barışı bekliyor. Savaşın kimseye faydası yok. Ancak Kürt gençleri, Kürt dilini konuşmak için işkence görmüştür o nedenle eline silah alıp dağlara gitmişlerdir. Bir kez daha dağlara gitmemek için 7 Haziran'ı bekliyorlar. Dün sayın Öcalan'ın mesajını dinledik. AKP hükümetinin bugün hiçbir politikaya sahip olmadıkları ortada. Onlar müzakere masasından kaçıyor, sayın Öcalan onları kollarından tutup bir kez daha masaya oturtuyor. Evet Dolmabahçe'de 10 madde üzerinde mutabakat sağlanmıştır. Sayın Cumhurbaşkanı buna tepki gösteriyor. Yetmedi mi savaş? Sayın Öcalan büyük esaret koşulları içinde, Türkiye ve Ortadoğu'nun demokratikleşmesi için bir müzakere haritası çıkartmıştır. O başlıkların içinde bir tek Kürt maddesi yok. Çünkü Kürtler'in de özgürleşmesi için Türkiye'nin özgürleşmesi gerekiyor. O masanın başında yalnızca Kandil ve Öcalan değil bütün halklar oturmalı. Eğer yeniden bir başlangıç yapacaksak, hakikatlerle yüzleşeceksiniz. Bu açıdan, Başbakan'dan ayrı, Cumhurbaşkanı'ndan ayrı bir ses çıkıyor. Biz 2013 nevruzunda da biliyorduk, sayın Öcalan barış çağrısı yaptığında, AKP cebinde bir çözüm önerisi yoktu. Biz de PKK'nin silah bırakmasını istiyoruz. Ama onların sorunları ortada duruyor. Şimdi elimizde bir fırsat var, bunu değerlendirdik değerlendirdik, bunu değerlendiremezseniz başka şeylere dönüşürüz. Bu seçimin başka bir önemi var. Mesele bizim barajı aşıp aşmamamız değil, barajları yıktık. Ama bunu bir hakikate çevirmemiz lazım. Bunun için de Halkların Demokratik Partisi'ne sahip çıkmanız gerekiyor. Bunlar hırsız, ayakkabı kutularını götürmüşler, sandıkları da götürüyorlar. 11 bin sandık var İzmir'de, 11 bin gencimizi bu göreve bekliyoruz. Bundan sonra daha az konuşup daha çok çalışacağız. AKP'ye meydanı bırakmayacağız."
KIŞANAK: NEVRUZ ZULME BAŞKALDIRIDIR
Nevruz ateşini yakan Demoratik Bölgeler Parti'li (DTP) Diyarbakır Belediye Başkanı Gültan Kışanak, kalabalığı Türkçe ve Kürtçe selamladı. Kışanak, "Sizlere Amed'in (Diyarbakır) özgürlük tutkusunu, barış ve kardeşlik duygularını getirdim" dedikten sonra nevruzun hakların tarihinde yer etmiş bir bayram olduğunu söyledi. Kışanak, şöyle dedi:
"İnsanlık tarihi boyunca, hakların önem verdiği çok sayıda bayramlar gelip geçmiştir, ancak binlerce yıl yaşayan nevruz tüm Ortadoğu halklarının ortak bayramıdır, tüm halklarımıza kutlu olsun. Ortadoğu'daki bütün halklar, nevruzu kutlarken, nevruza farklı anlamlar yüklemişler, ama ortak bir anlamı var. Nevruz yeni bir dönemin başlangıcıdır, zulme karşı başkaldırıdır, direniştir, özgürlüktür. İşte bizler böylesine güçlü bir bayrama sahip olduğumuz için gururlu ve onurluyuz. Bugün İzmir'deki bu meydan nevruza ev sahipliği yapıyorsa, bu büyük bir kucaklaşmadır. Değerli halkımız, bugünlere kolay gelmedik, bugünlere büyük direnişlerle geldik. Bu alanlar, bu meydanlar kolay özgürleşmedi. Buna emeği geçen, yaşamını yitirenleri saygıyla yad ediyoruz. Eğer Mazlum Doğan 12 Eylül faşist darbesinin dayattığı zulme boyun eğseydi, Diyarbakır zindanında direnmeseydi, bugün bu meydanlar özgür olmayacaktı. Biz bu nedenle tüm nevruz şehitlerini, saygıyla ve minnetle yad ediyoruz."
"ÖCALAN İĞNE İLE KUYU KAZIYOR"
Bu yılki nevruzun başka bir anlamı daha olduğunu da dile getiren Kışanak, şöyle devam etti:
"Bu yıl nevruza Rojava devriminin coşkusuyla girdik. Orada halklarımız yan yana IŞİD vahşetine karşı büyük bir direniş sergiledi. IŞİD, Ortadoğu'da halklarımızın başına örülmüş en büyük felakettir. Ne yazık ki bu felakette, AKP hükümetinin, Türkiye'nin de sorumluluğu vardır. Günlerce, sınırda sürdürülen direnişi, gaz bombalarıyla durdurmak istediler, çünkü sınırdan IŞİD'e silah gönderiyorlardı. IŞİD'in militanlarını geçiriyorlardı. Kobani'deki zafer, Türk halkıyla Kürt halkının, Ermenilerin, Arapların ve Süryanilerin dayanışmasıyla örülmüş bir mücadeledir. İşte biz bugün burada, İzmir meydanında da tıpkı Kobani'deki direniş gibi yan yana olacağız, faşizmi yeneceğiz. Bize giydirilmeye çalışılan deli gömleğini yırtacağız. Birileri bunu hazmedemiyor, çünkü onların fıtratında ırkçılık var, ayrımcılık var. Sayın Öcalan, adeta iğneyle kuyu kazarcasına, halklarımızın barışını örmek için mücadele ediyor. Birileri barış ve çözüm sürecini geri götürmek için uğraşıyorlar ama sayın Öcalan daha güçlü ve özgürlükçü bir çıkış yaparak barış sürecini ayakta tutuyor. Selam olsun barışın mimarına. Sayın Öcalan dün (cumartesi) Türkiye'ye hatta tüm Ortadoğu'ya büyük bir mesaj verdi. Büyük bir çağrı, büyük bir davet yaptı. Şunu söyledi; 'Emperyalistler ve bölgenin gerici ulus devletleri halklarımızı kimliklerimizi inançlarımızı karşı karşıya getirdiler. Bizi çatıştırarak kendilerine iktidar kurmak istediler, artık bu dönemi kapatıyoruz' dedi. Tüm halklara 'Gelin Ortadoğu'da demokratik bir ev inşa edelim' dedi. Buradan İmralı'ya güçlü bir selam gönderiyor musunuz? İşte bizim için önemli olan budur. Birileri sarayda oturarak, birileri saltanat keyfini nasıl çıkartacağını düşünerek bu çağrıyı görmezden gelebilir. Birileri padişahlığını ilan etmek için halklarımızın savaşmasını isteyebilir ama onlara izin vermeyeceğiz."
"SAYARAYDAKİ YALNIZLIĞIN HAYIRLI OLSUN"
HDP'li Kışanak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın son günlerde yaptığı konuşmaları eleştiren Kışanak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Beyefendi, 'Kürt sorunu yoktur artık' diyor, 'Dolmabahçe'deki ortak açıklamayı doğru bulmuyorum' diyor, 'İzleme kurulana da gerek yok' diyor, onun için bir tek şey var o da kendisi ve sarayı. Biz İzmir'den sesleniyoruz, o saraydaki değerli yalnızlığın sana hayırlı olsun. Sarayında değerli yalnızlığınla baş başa kalasın. Bu halktan artık senin saltanatına otoriter yönetimine senin padişahlık özlemene bir sonuç çıkmayacaktır. İşte Ortadoğu'yu Suriye'yi yerle bir eden savaşı körüklerken bir siyaset izlediler. Silah ve kışkırtıcı unsurlar gönderdiler. Sonra yapayalnız kaldılar ve buna da değerli yalnızlık dediler. Şimdi de aynı şeyi Türkiye'de yapmak istiyorlar. Çözüme bu kadar yaklaşmışken, sayın Öcalan bütün halklarımıza barış çağrısı yaparken, provokatif çağrıyla olsa olsa kendilerini yalnızlaştırırlar. Bizler el ele vereceğiz ve demokratik Cumhuriyeti inşa edeceğiz. Cumhuriyet Halk Partisi, Cumhuriyet'in kurucu partisi olmakla övünüyor, ancak hepimiz biliyoruz ki statükonun sahibi bir partidir. Cumhuriyeti darbelerle yaralarken Cumhuriyet Halk Partisi sesini çıkartmadı. Bu ülkede bizler 24 anayasasına sahip çıkarken, Cumhuriyet Halk Partisi statükoya sarıldı."
Kışanak, "Artık bu Cumhuriyeti bu deli gömleğinden kurtarmanın, bu Cumhuriyeti darbe artıklarından temizlemenin, gerçek anlamda demokrasiyle buluşturmanın zamanı geldi" dedikten sonra HDP'ye 7 Haziran seçimleri için destek verilmesini istedi.
Gültan Kışanak, HDP'nin İzmir'den 5 milletvekili çıkarmasını isterken de "Değerli gençler ve sevgili kadınlar, her biriniz kendinize bir arkadaş bulacaksanız, sizinle birlikte barışa ve özgürlüğe HDP'ye oy verecek bir arkadaş bulacaksınız. O zaman İzmir'den kaç milletvekili çıkartırız 5 mi? 5 milletvekili istiyoruz İzmir'den" dedi.

Tufan HAMARAT/İZMİR, () -

FOTOĞRAFLI