Ankara İli Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Hasan Kılınç, Atatürk Orman Çiftliği modelini örnek alarak birlik bünyesinde Halkla İlişkiler ve Pazarlama Birimi kuracaklarını, üyelerinin ürünlerini Ankara Birliği olarak pazarlayacaklarını söyledi.
Ankara İli Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği bünyesinde Halkla İlişkiler ve Pazarlama Birimi oluşturacak. Birlik, 2015 yılında bünyesinde kuracağı birim ile hem küçükbaş hayvan ürünlerinin satışını hem de daha fazla tüketilmesi için tanıtımını yapacak. Et ve Süt Kurumu Genel Müdürlüğü ile Türkiye Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Merkez Birliği arasında imzalanan koyun ve keçi eti alımı sözleşmesini anımsatan Ankara İli Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Hasan Kılınç, “Bundan sonraki aşamada damızlık koyun keçi yetiştiricileri il birlikleri ile Et ve Süt Kurumu’na bağlı kombineler arasında protokoller yapılacak. Et ve Süt Kurumu koyun ve keçi ihtiyacını birlikler aracılığıyla ile karşılayacak. Et ve Süt Kurumu ile görüşmelere başladık, yakın bir zamanda Sincan Kombinesi ile protokol imzalayarak üyelerimizin ürünlerinin satışı noktasında ilk adımı atmış olacağız” dedi.
Özel sektörle de görüşmelerinin devam ettiğini, oğlak ve kuzu tedariki noktasında talep olduğunu belirten Kılınç, “Geçtiğimiz sene Mart ve Nisan aylarında üyelerimiz kuzu ve oğlak satmakta zorluk yaşamış ve fiyatlar düşmüştü. Bu sene aynı sıkıntıların yaşanmaması için üyelerimizin ürünlerinin pazarlanması konusunun üzerinde hassasiyetle duruyoruz. Et ve Süt Kurumu’nun resmi kurumlara satmış olduğu etin bir kısmının küçükbaş hayvan eti olması ve kurumun küçükbaş hayvan eti satışlarında yüzde 20 artış hedefi bu sene küçükbaş hayvan yetiştiricisine destek olacak, özel sektörü de tetikleyecektir” dedi.
Ankara İli Damızlık Koyun Keçi Yetiştiriciler Birliği bünyesinde Halkla İlişkiler ve Pazarlama Birimi kuracaklarını kaydeden Kılınç, “Türkiye genelinde olduğu gibi Ankara’da da birliğimize kayıtlı hem üye sayısında hem de küçükbaş hayvan sayısında bir artış yaşandı. Ancak toplumumuza geçmişte olduğu gibi daha lezzetli ve sağlıklı olan ayrıca kültürümüzün ve coğrafyamızın ürünü olan koyun ve keçi eti tüketim alışkanlığını tekrar kazandırmamamız gerekiyor. Bu noktada da tanıtım ve pazarlama çalışmaları büyük önem kazanıyor. Üyelerimizin ürünlerinin daha fazla tüketilmesi ve değerlendirilmesi noktasında kuracağımız Pazarlama birimi ile sektör de bir aktör olarak yerimizi alacağız” diye konuştu.
Kuzu ve oğlak etini Anadolu’ya has yemeklerin vazgeçilmesi olarak tanımlayan Kılınç, daha lezzetli ve sağlıklı olan küçükbaş hayvan etinin sofralarımızda tercih edilmesi durumunda kırmızı et fiyatlarının düşeceğini öne sürdü. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından küçükbaş hayvan üretimi ve tüketiminin yaygınlaştırılması ve küçükbaş hayvan yetiştiricilerinin desteklenmesi amacıyla yürütülen projeleri desteklediklerini de belirten Kılınç, şunları söyledi:
“Kuzu ve oğlak eti, son 40 yıla kadar bizim temel protein kaynağımızdı. Daha sağlıklı ve lezzetli olan küçükbaş hayvan etinin yerini dana eti alması kırmızı etin fiyatının yükselmesine ve ithalata neden oldu. Uzmanlar doğal beslenen ve insanlığın evcilleştirdiği ilk hayvanlar içinde yer alan kuzu ve oğlak etini en sağlıklı et olarak tanımlıyorlar. Uzmanlar özellikle çocukların gelişim sürecinde mutlaka tüketmesi gerektiğini söylüyor. Oğlak dolmasından büryan kebabına Anadolu’nun dünyaca tanınan tüm lezzetlerinin altında yatan kuzu ve oğlak etidir. Kuzu ve oğlak eti doğal beslenmesi ve içerdiği vitaminler nedeniyle tercih edilmeli. Toplumumuzda küçükbaş hayvan eti tüketimi arttıkça kırmızı et fiyatlarındaki yükseliş duracak ve ithalat ülke gündeminden düşecektir.”