Türkiye Barolar Birliği Başkanı Av. Prof. Dr. Metin Feyzioğlu tartışmalara neden olan İç Güvenlik Paketi’ne ilişkin; “İç Güvenlik Paketi için en büyük üst başlık kaygıdır. Bu düzenleme ile yargı ile idare daha da fazla birleşiyor” dedi. Feyzioğlu, milletvekilliği için görevinden istifa eden Hakan Fidan’a, ’hayırlı olsun’ temennisinide bulundu.
İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Çağdaş Hukukçular Kulübü tarafından düzenlenen Türkiye’de Yargı Bağımsızlığı adlı konferansa katılan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Av. Prof. Dr. Metin Feyzioğlu öğrencilerin sorularını yanıtladı. İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Fatma Altınbaş Konferans Salonu’nda düzenlenen konferansa Rektör Prof. Dr. Yıldırım Üçtuğ, Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şükran Şıpka ve çok sayıda Hukuk Fakültesi öğrencisi katıldı.
FİDAN’A "HAYIRLI OLSUN" TEMENNİSİ
Konferans öncesi gazetecilerin sorularını yanıtlayan Feyzioğlu, MİT eski Müsteşarı Hakan Fidan’nın görevinden istifa ederek milletvekilliğine adaylığını koymasına ilişkin; " Hayırlı olmasını diliyorum. Bu bir haktır. Süresinde de görevinden istifa etmiştir. Çalışmalarını göreceğiz" yorumunda bulundu.
"SİYASİ DÜŞÜNCELERİMİZİ BİR KENARA BIRAKTIK"
Feyzioğlu ayrıca son günlerde tartışılan İç Güvenlik Paketi hakkında değerlendirmelerde bulundu. İç Güvenlik paketi için 33 Baro Başkanıyla beraber Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) gittiklerini söyleyen Metin Feyzioğlu, “İç Güvenlik Paketi kanunlaşacak olursa yargının soruşturmaya ilişkin pek çok yetkisi yürütmenin eline geçecek. Yani ilk defa Vali ve Kaymakam adli soruşturmada polise emir ve talimat verir hale gelecekler. İçinde her siyasi düşünceden kişilerin olduğu 33 Baro Başkanı Meclis’e gidip aynı konu için sakın yapmayın dediyse bu sağduyulu sese kulak vermek gerekiyor. Biz Milliyetçi Baro Başkanlarımızın da dahil olduğu bir grupla HDP grubuna gittik. HDP’ye kendini yakın hisseden başkanlarımızla MHP grubuna gittik. Hep birlikte CHP grubuna gittik. Yani burada anlatmak istediğim siyasi partilere ve siyasi düşünceleri biz bir kenara bıraktık. Biz Türkiye’nin her siyasi düşüncesini temsil eden başkanlarımızla kaygılarını dile getirmek üzere Meclisteydik. Bu dünyanın neresinde olsa ses getirir. Çünkü bir Baro Başkanı şehrinin bütün hassasiyetlerini temsil eder. Hele Anadolu şehirleri söz konusu olduğunda o hassasiyetlerinde dışında söz söylemek kolay değildir. Bugün Türkiye’nin kaygıları vardır. Biz bunları dile getirdik. En büyük üst başlık kaygıdır. Yargının idare ile daha da fazla birleşiyor olmasıdır” dedi.
Yeni Anayasa Başkanı Zühtü Arslan ve emekli olan Haşim Kılıç için hayırlı olsun dileklerini dile getiren Feyzioğlu, “Haşim Bey’e emeklilik, yeni Anayasa Başkanına da görevi hayırlı olsun. Biz hiçbir zaman kişiler üzerinden değerlendirme yapmayız. Biz işlemler üzerinden değerlendirme yaparız. Kişilerin daha göreve gelir gelmez değerlendirilmesini hiç yapmadık. Bu davranış doğru değildir. Çalışmalarını görürüz yanlışını söyler doğrusuna teşekkür ederiz. Biz Haşim Bey’in başkanlığında da aynısını yaptık. Aynı şekilde de devam edeceğiz” diye konuştu.
“SİYASİ BİR OPERASYONDUR”
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun (BDDK), Bank Asya’nın yönetim kurulunu belirleyen imtiyazlı payın yüzde 63’üne TMSF tarafından kullanılmasına karar vermesi konusunda da görüşlerini dile getiren Feyzioğlu, “Yaklaşık 15 yıldır yapısı değişmemiş bankanın üye yapısına ilişkin bu sorular acaba bugün mü akıllara geldi? Bugün akla geldi ise bunun sebebi nedir? Bu durum siyasi bir operasyon izlenimi vermektedir. Türkiye’de herkes iktidar ve muhalefet oldu. İktidardayken zulüm etti muhalefetteyken zulüm gördü” ifadelerini kullandı.
BAŞKANLIK SİSTEMİNİ TAKIM TUTAR GİBİ TUTUYORUZ
Başkanlık sistemini takım tutar gibi tutuyoruz diyen Feyzioğlu, “Kimin ne için isteyip istemediğini tartışmamız gerekiyor. Başkanlık Sistemi Obama’nın yakından yaşadığı gibi kuvvetler ayrılığını içerirse yürütmeyi sınırlar. Türkiye’de Cumhurbaşkanının kullandığı yetki Obama’nın yetkilerinden daha fazladır. Nasıl Bir düzende bu sisteme geçilmek isteniyor bu sorulmalıdır” dedi.