Soma’daki maden faciasında oğlu Kader Yıldırım’ı kaybeden acılı anne Elmas Kaya, 15 Nisan’a ertelenen davanın ardından gözyaşlarına boğuldu. Sanıkların kravatlı görüntülerine tepki gösteren Kaya, “kravatlı bir şekilde oturtmuşlar. Kravatlı elbise giymişler. İçinde insan yok ki onların. Olsaydı böyle olmazdı” diye konuştu.
Sekizi tutuklu 45 sanıklı Soma Davası başladığı gibi ertelendi. Tutuklu sanıkların SESBİS’le mahkeme salonuna bağlandığı mahkemede şehit madencilerin aileleri ve müşteki avukatlarının ısrarı üzerine mahkeme heyeti tutuklu sanıkların duruşma salonuna getirilmesine karar vererek duruşmayı 15 Nisan’a erteledi. Davayı yerli ve yabancı çok sayıda medya mensubu takip etti.
Davanın ertelenmesinin ardından mahkeme salonunun dışına çıkan madenci yakınları ve avukatları açıklamalar yaparken, 11 ay önce yaşadıkları sıkıntılara geri dönen aileler gözyaşlarına hakim olamadı.
Mahkeme salonunda büyük sıkıntı yaşadıklarını kaydeden 301 maden şehidinden biri olan Kader Yıldırım’ın annesi Elmas Kaya, “Büyük sıkıntı yaşandı. Kodamanları saklamışlar, en ufaklarını önümüze koymuşlar. Onların güvenliği yok sanki. Biz insan öldürmeye gelmedik. Biz sadece bizden alınan canların hesabını sormaya geldik. Adaletin düzelmesini isterdim. Yüz yüze onların vicdanına baka baka, ‘İçinizde hangi canavar vardı da bu kadar 301 kişiyi yediniz’ diye sormaya gelmiştim. Ben bir anayım. Benim iki yavrum var. Kime baba diyecekler. Ben kime evladım diyeceğim. Bu soruların cevaplarını bulmaya gelmiştim. Ben bunların karşısında ağlamayacağım. Bunların vicdanları ağlasın” dedi.
Maden faciasının ardından mahvolduklarını belirten Elmas Kaya, şöyle konuştu: “Bizi mahvettiler, yuvamı dağıttılar. Bir oğlum vardı elimde. Çocuklarım gitti, evim köyüm dağıldı. Ortada yapayalnız kaldım. Sahipsiz kaldım. Bir ona bir buna gidiyorum ben deli kız gibi oldum. Belki oğlum geri gelmeyecek ama en azından kanı yerde kalmasın istedim. Ben bu hakim ve savcılara şunu soruyorum; bizim yerimizde olsalardı, biz onların yerinde olsaydık acaba bizden ne isterlerdi hakim ve savcı olarak? Bizim onları nasıl savunmamızı isterlerdi? Bunu çok merak ediyorum. Bu içine canavar girmiş insanları ki onlara insan demeye korkuyorum. Oraya resimlerini koymuşlar, kravatlı bir şekilde oturtmuşlar. Kravatlı elbise giymişler. İçinde insan yok ki onların. Olsaydı böyle olmazdı.”
Mahkemenin 15 Nisan Çarşamba gününe ertelenmesini de değerlendiren Kaya, şunları söyledi: “Karar beni çok memnun etti. Ben o Ramazan Doğru’yu yakından tanıyordum. Bizim elimizden zeytinliklerimizi aldı benim oğlum orada çalışıyor diye. Bu kadar vicdansız olduğunu hiç tahmin etmiyordum. İnanamadım ben. En azından yüzüne baka baka içinize hangi canavar girdi de böyle davrandınız demek isterdim. Bunu da inşallah diyebilirim. Oğlum geri gelmeyecek ama bunları diyebilmek isterdim. Bugünleri çok bekledim.”