14 Mart Tıp Bayramı, Mersin Üniversitesi (MEÜ) Tıp Fakültesi ve Mersin Tabip Odası tarafından düzenlenen etkinlikle kutlandı.
Türkan Saylan Konferans Salonu’nda hekimleri bir araya getiren kutlama töreninde, mesleğin sorunları dile getirildi ve meslekte 50, 40 ve 25 yılını dolduran hekimlere birer plaket takdim edildi. Kutlama programına Mersin Milletvekili Prof. Dr. Aytuğ Atıcı ve Rektörü Prof. Dr. Ahmet Çamsarı, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ali Kaya, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet İlvan, Mersin Tabip Odası Başkanı Dr. Ful Uğurhan, Mersin’de görev yapan hekimler ile Tıp Fakültesi öğretim elemanları ve öğrencileri katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunuşuyla başlayan kutlama programı, Tıp Fakültesi Türk Sanat Müziği Topluluğu üyelerince gerçekleştirilen Türk müziği dinletisiyle sürdü. Tıp Fakültesi Ahmet Suphi Kaya, Cuma Yeşildaş ve Ahmet Altındaş tarafından gerçekleştirilen dinleti salondakilere keyifli anlar yaşattı. Törende söz alan Rektör Prof. Dr. Çamsarı tüm hekimlerin Tıp Bayramı’nı kutlayarak, günümüzde Tıp Fakültesi sayısının oldukça arttığını ancak eğitimin kalitesinin bu niceliksel artışla paralel olarak gelişmediğini söyledi. Tıp fakültelerinin, üniversite sınavına giren adaylar içinde en üst yüzdelik dilimde bulunan öğrenciler tarafından tercih edildiğini söyleyen Çamsarı, söz konusu üst düzey öğrencilerin farklı standartlardaki tıp fakültelerinde eşit olmayan şartlarda eğitim gördüklerini belirtti. "Ülkemizde sağlık çalışanı olmanın zorluklarını henüz öğrencilik döneminde hissetmeye başlayan öğrencilerimiz gibi onları yetiştiren öğretim üyelerimiz de mesleklerini icra ederken farklı sorunlarla karşılaşmaktadır” diyen Çamsarı, performansa dayalı ücret sisteminin yarattığı sorunlara değindi. Bu durumun, mevzuat gereği birer araştırma ve uygulama merkezi olarak kurulmuş olan Tıp Fakültesi hastanelerinin birincil işlevinden uzaklaşmasına neden olduğunu söyleyen Çamsarı, sorunun çözümü için mümkün olan her ortamda fikirlerini dile getirdiklerini aktardı.
Prof. Dr. İlvan da tıp eğitimindeki sorunlara değindi. Sorunlara tıp eğitimiyle uğraşan herkesin vakıf olduğunu ifade eden İlvan, sorunun çok sayıda tıp fakültesi açılması, bu fakültelerin kapasitelerini aşan öğrenci sayıları, öğretim üyesi ve asistan sayılarındaki yetersizlik ve performans sistemi ile tam gün uygulamalarından kaynaklandığını belirtti. Özellikle performans uygulaması üzerinde duran İlvan, uygulamanın fakültelere olumsuz etkilerine değindi. İlvan, “Hizmeti ve ondan sağlanacak ekonomik getiriyi eğitimin önüne alan performans uygulamasının vakit geçirilmeden tıp fakültelerinde sonlandırılarak, tıp eğitiminde ulusal ve uluslararası standartların uygulanmasına katkı sağlayan öğretim üyelerinin eğitim ve bilgi üretme performansını yeğleyen, nitelikli bir tıp eğitimi idealimize hizmet eden yeni bir sisteme geçilmesi ümidimizdir” dedi.
Dr. Ful Uğurhan da Türk Tabipleri Birliği ve Mersin Tabip Odası’nı tanıtan bir sunum gerçekleştirdi. “Meslek örgütü, tıp fakültesine ilk adım attığımız andan meslekte 40, 50, 60 yılı geride bıraktığımız ana kadar dayanışmaktır” diyen Uğurhan örgütlülüğün hekimlik değerlerini savunmak, hak aramak ve mücadele etmek, kendini anlatabilmek, tepki gösterebilmek, yeri geldiğinde çevrenin ve kadının savunuculuğunu yapmak, bedel ödemek, olağan dışı durumlarda halkın yardımına koşmak, barıştan yana olmak, işbirliği yapmak, anlamlarına geldiğini belirtti. İlk tıp cemiyetinin, 14 Şubat 1856’da Türk Tıp Cemiyeti adıyla kurulduğunu kaydeden Uğurhan, bunun hekimleri bir araya getiren bir örgütlülük adımı olduğunu söyledi. Türk Tabipler Birliği’nin tarihçesiyle ilgili konuşan Uğurhan, 1953 yılında kurulan birliğin, tabip odaları merkez konseyi, yüksek onur kurulu, büyük kongre gibi organlardan oluştuğunu aktardı. Türk Tabipler Birliği’nin kuruluş amacını aktaran Uğurhan daha sonra Mersin Tabip Odası’yla ilgili bilgileri de katılımcılarla paylaştı. Bu 14 Mart’ta oda olarak beş acil taleplerinin olduğunu söyleyen Uğurhan, bunları güvenli çalışma ortamı, güvenceli gelir, fiili hizmet zammı, nitelikli tıp eğitimi ve herkese ücretsiz sağlık hizmeti olarak sıraladı.
Tıp Fakültesi öğrencisi İrem Doğan ise Tıp Bayramı’nın tarihçesiyle ilgili bilgiler paylaştıktan sonra hekimliğin zorlu bir eğitim süreciyle başladığını ve sürekli gelişimi gerektirdiğini söyledi. Tıbbın amacının insanların daha sağlıklı, daha mutlu bir yaşam sürmesi olduğunu ifade eden Doğan sağlıklı yaşamın her bireyin hakkı olduğunu belirtti. Bu hakkın tüm yurttaşlarca eksiksiz kullanılabilmesinin, sağlık hizmetlerinin kalitesinin ve sağlık alanında ulaşılan düzeyin günümüzde çağdaşlık göstergelerinden sayıldığını aktaran Doğan, sağlık sisteminde çözüm bekleyen sorunların varlığına işaret etti. Doğan, “Çağdaşlık yarışındaki savımızın sürdürülebilmesi için sağlık sistemimizin geliştirilmesi, bu kapsamda daha kaliteli sağlık hizmetlerinden tüm yurttaşların eşit olarak yararlanması öncelikli görevimizdir. Bunun için bir yandan sağlık sisteminin aksayan yönlerini düzeltmek amacıyla gerekli adımlar atılırken, diğer yandan da sağlık hizmetlerine daha çok kaynak aktarılması ve yatırımların sürdürülmesi zorunludur. Ayrıca hekimlerimizin zorlu çalışma koşullarında, herkesin güvenine ve desteğine ihtiyaç duyduğu da göz ardı edilmemelidir” dedi.
Konuşmalarının ardından hekimliğinin 50 yılını geride bırakan hekimlere plaket verildi.