Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Adana Milletvekili Aday Adayı Dr. Demet Çardak, günümüzde ekonomik darboğaza giren insanların, antidepresan ilaçlara bağımlı bir hayat sürdüğünü ifade etti. Dr. Çardak, bankalara borçlu bir toplum olduğumuzu belirterek, "Bir doktor olarak biliyorum ki, eskiden hastalara ağrı kesiciler ve antibiyotikler yazılırdı. Şimdi ise antidepresan ilaçları yazılıyor. Ödeyemediği borçları yüzünden bunalıma giren insanların yüzde 90’ı bu ilaçları kullanıyor" diye konuştu.
Pozantı ve Karaisalı gezileri kapsamında ilçe teşkilatlarını ziyaret ederek partililerle bir araya gelen Dr. Çardak, ekonomik anlamda kötü bir süreçten geçtiğimizi söyledi. Dr. Çardak, "Adana’da çalmadık kapı, sıkmadık el bırakmamak adına ilçeleri ve köyleri dolaşıyoruz. Karşılaştığım insanlarda bir mutsuzluk, bir umutsuzluk ve huzursuzluk farkediyorum. Eskiden insanların evleri, arabaları yoktu belki ama en azından huzurları vardı. Şu an bakıyorsunuz en zengininden en fakirine kadar herkeste umutsuzluk hakim. Bugün Koç ailesinden biri çıkıp çocuklarının geleceği için endişelendiğini söylüyorsa ortada bir sorun var demektir" dedi.
13 yıllık siyasi iktidarın insanları bu hale getirdiğini söyleyen Demet Çardak, "Kredi kullanarak ev ve araba sahibi oldular ancak bunları hep borçlanarak sağladılar. Henüz 4 gün önce tanıdığım birisi, ödeyemediği borçları yüzünden bunalıma girip intihar etmek suretiyle canına kıydı. Kötü yönetilen bir ekonomimiz var. Daha doğrusu her şey kötü yönetiliyor. Karanlık bir süreçten geçiyoruz. Bu nedenle önümüzdeki seçimler Sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli’nin de söylediği gibi bir kader seçimi. Çocuklarımızın geleceğini oylayacağız. Yapmamız gereken, geçen seçimlerde bize oy vermeyen kesimlere bunları anlatabilmek" şeklinde konuştu.
KADINI İKİNCİ SINIF İNSAN KATEGORİSİNE KOYDULAR
Dr. Çardak, konuşmasına devamla şunları kaydetti:
"Kadınlarımıza gelince. Hiç birinin ekonomik özgürlüğü bulunmuyor. Eve kapatılmış durumdalar. Her gün şiddete ve tacize maruz kalıyorlar. Kadını ikinci sınıf insan kategorisine koyan iktidarın söylemleri bunların en büyük etkeni. Anayasanın 10’uncu maddesi ‘Kadın-erkek eşittir’ der ama maalesef uygulamada böyle değil. İktidar mensupları, ‘Kadınlar şöyle gülemesin, kadınlar böyle giyinmesin’ gibi kadını aşağılayacak söylemleriyle böyle bir ortam yarattı. Zaten toplumsal bir cinnetin içindeyiz. Doktor olarak biliyorum ki, eskiden hastalara ağrı kesiciler ve antibiyotikler yazılırdı. Şimdi hastalara antidepresan ilaçları yazılıyor. İnsanların yüzde 90’ı bu ilaçları kullanıyor."