DÜZCE (AA) - Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, "Kadınlarımızın kendilerini her alanda yakışan şekilde temsil edeceklerine inanıyorum. Biz de Milli Eğitim Bakanlığı olarak bunun bütün pratiklerini yerine getirmeye çalışıyoruz" dedi.

Avcı, Düzce Üniversitesi (DÜ) tarafından Cumhuriyet Konferans Salonunda düzenlenen "Yüksek Öğretimde Kadın Liderliği: Bugün ve Gelecek" panelinde, etkinliğin herkes için yol gösterici olacağına inandığını söyledi.

Üniversitelerde ilk ve orta dereceli okulların iş birliğinden çok büyük sinerji üretildiğini bildiklerini ifade eden Avcı, "Biz, kadın yönetici bakımından yükseköğretim kurumlarımızdan daha kötü durumdayız. İki gün önce, daha önce imzaladığım genelgeyi hafifleten başka genelge imzalamak zorunda kaldım. Daha önce kız öğrencilerin ağırlıklı olduğu eğitim kurumlarında, üç müdür yardımcısından en az birinin kadın yönetici olmasını gerektiren genelgeyi bozmak zorunda kaldım çünkü kadın yönetici bulamıyoruz" şeklinde konuştu. 

 "Bunun arkasında geçmiş yıllarda çeşitli nedenlerle eğitimine mani olunan kadınlarımızın dramı yatıyor" diyen Avcı, "Bu zorlukları zamanla aşıyoruz. Kadınlarımızın kendilerini her alanda yakışan şekilde temsil edeceklerine inanıyorum. Biz de Milli Eğitim Bakanlığı olarak bunun bütün pratiklerini yerine getirmeye çalışıyoruz" ifadesini kullandı. 

- YÖK Başkanı Prof. Dr. Saraç

Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Yekta Saraç da üniversitelerin tarih boyunca toplumların gelişimini doğrudan etkilediğini savundu. 

Gelişen ve değişen dünyada ilim ve teknolojide yaşanan baş döndürücü gelişmelerin yeni gereksinim ve üniversitelerden yeni beklentileri de ortaya çıkardığını vurgulayan Saraç, şöyle konuştu: 

"Yükseköğretime olan talep, bu alandaki rekabet ve toplumun değişen ihtiyaçları, üniversitelerin ana işlevlerini sürekli olarak gözden geçirmelerini zorunlu kılmıştır. Yaşanan değişimlere duyarlı şekilde yeni bakış açılarıyla öğrencilerimizi eğitmeli ve donatmalı, yeni araştırma konularına yönelmeli, sunduğumuz bütün hizmetlerde fark meydana getirebilecek değişiklikleri gerçekleştirmeli ve uygulamalıyız. Kısaca, üniversiteler olarak neyi, nasıl yaptığımızı yeniden düşünmek durumundayız. Bu bağlamda, üniversitelerimizin topluma hizmet fonksiyonunun sadece ürettiği, geliştirdiği bilgiyi topluma servis etme olarak algılamadığımızı, üniversitelerimizin toplumun hassasiyetlerine ve değerlerine duyarlı, toplumun sorunlu alanlarına dikkati çeken, bu alanlara yönelik iyileştirme çabalarında öncü rol üstlenen kurumlar olması gerektiğini de ifade etmek isterim."

Saraç, üniversitelerde okuyan 5 milyon 600 bin öğrencinin 2 milyon 599'unun, yükseklisans ve doktora öğrencilerinin de yüzde 40'ından fazlasının kız olduğuna işaret ederek, bunun gelecek adına ümit verdiğini dile getirdi.

2014 yılında yayımlanan makalede kadın öğretim üyesi oranlarının Birleşik Krallık'ta yüzde 9, İrlanda'da yüzde 5, ABD'de yüzde 16, Finlandiya'da yüzde 18, Avustralya'da yüzde 16,1 ve Yeni Zelenda'da yüzde 16,9 olarak verildiğini ifade eden Saraç, "Ülkemizde ise 67 bin 299 öğretim üyesiyle 79 bin 288 öğretim görevlilerinin toplamı olan 146 bin 587 öğretim elemanının 62 bin 997'si yani yüzde 43'ü kadındır. Bu rakamlardan da görüldüğü gibi üniversitelerimizde görev yapmakta olan kadın akademisyen sayıları, dünya ortalamasının oldukça üzerinde ve birçok gelişmiş ülkeden daha iyi seviyededir" şeklinde konuştu. 

- Çalıştay hazırlığı

Eğitimde kalitenin yükseltilmesi yönünde pek çok değişikliklere gittiklerini, kalite konusunun icraatın merkezi olduğunu ifade eden Saraç, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bu konuya da aynı yöntemle yaklaşmak istiyoruz. Kısa müddet önce Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatları üzerine hazırlıklarına başladığımız eylem planımızın ilk adımını önümüzdeki günlerde atacağız. YÖK olarak tüm bu sorunların tartışılıp efektif çözüm önerilerinin belirlenebilmesi adına bir 'çalıştay' hazırlığı içerisinde olduğumuzu bu toplantıda belirtmek isterim. YÖK olarak Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezleri'nin faaliyetleriyle öne çıkanların, kadın sorunları üzerine çalışmalarda bulunan akademisyenlerin, rehberlik ve psikolojik danışma alanında konuya ilişkin araştırmalarda bulunan akademisyenlerin, üniversitelerimizdeki mobing birimlerinde yer alan kadın temsilcilerin, eğitim sendikaları temsilcilerinin ve kadın sorunları üzerine odaklanan STK temsilcilerinin bu çalıştaya katılımını hedeflemekteyiz.

Elbette öğrenci temsilcileri de bulunacak. Bu toplantıdan çıkan öneriler, sonuç bildirgesiyle kamuoyuna açıklanacak, eylem planı da kamuoyuyla paylaşılacak ve yükseköğretim kurumlarında en kısa zamanda hayata geçirilecektir. Rektörlerimiz, çalışma biçimimizi yakinen bilirler. Biz bu toplantıyı, hemen hayata geçirilecek önerilerin çıkabileceği şekilde formatlıyoruz; yoksa amacımız sadece konuya ilişkin bir faaliyette bulunma değildir."