Düzce’de, akciğer hastası 17 yaşındaki Dilek, okuduğu kitapla hayata bağlanmaya çalışıyor. Doğduktan sonra 9 günlükken yakalandığı kronik akciğer hastası olan ve hipertansiyonu olan Dilek hastalığından kurtulmak için organ nakli bekliyor.
Düzce’nin Çilimli İlçesine bağlı İshaklar köyünde yaşayan 17 yaşındaki Dilek Usta, doğumundan 9 gün sonra yakalandığı kronik akciğer hastalığı ile 17 yıldır makineye bağlı olarak hayatını devam ettirmeye çalışıyor. Son bir yıldır hastalığı ilerleyen ve kendi ihtiyaçlarını karşılayamayan Dilek, yaşayabilmek için organ nakli bekliyor. Babasını küçük yaşta kaybeden Dilek’e, 3 kardeşi ile birlikte annesi Asu Usta bakıyor. Hastalığı nedeniyle makineden ayrılamayan ve dışarı çıkamayan Dilek’in arkadaşı annesi oldu. Kızının yanından hiç ayrılmayan Asu Usta bir taraftan da kızının yeniden sağlığına kavuşabilmesi için çırpınıyor.
Kızının hastalığı hakkında bilgi veren Asu Usta; “Dilek, 17 yıldır kronik akciğer hastası. Son bir yılda hastalığı arttı. Aynı zamanda hipertansiyonu var. Sağlığına kavuşabilmesi için organ nakli bekliyoruz. Organ bağışı Avrupa’da çok fazla ama Türkiye’de pek yok. Organ bağışının önemini de sadece hastalığa yakalananlar ve organa ihtiyacı olan hastalar bilir. O nedenle herkesten organ nakli konusunda hassasiyet bekliyoruz” dedi.
Kronik akciğer hastası Dilek Usta da, son 1 yıldır çok kötü olduğunu belirterek şöyle konuştu: "İhtiyaçlarımı karşılamakta sıkıntı çekiyorum. Organ naklinin bu yıla kadar önemli olduğunu düşünmüyordum ama son bir yıldır yaşadıklarımla daha da önemli olduğunu anladım. Organ naklinin önemi pek bilinmiyor ama sırada bekleyen çok hasta var. Burada veya yurt dışında tedavi olabileceğim söyleniyor. Okula gidemiyorum. Ortaokula kadar okudum. Ancak hastalığımın artması nedeniyle liseye gidemedim. Açık lise okuyorum. Evime öğretmen gelecek beni sınav yapacak. Kitap okumayı seviyorum. Evde başka yapacak bir şey olmadığı için zamanımı kitap okuyarak değerlendiriyorum. Eğer Yaşarsam kitabını da bana bir yakınım doğum günümde almıştı. Aslında beni anlatıyor. Zorluklarla umut ederek savaşmayı öğreten bir kitap. O nedenle bu kitabı seviyorum.”