İSTANBUL, () ULUSLARARASI Basın Enstitüsü'nün (IPI) Türkiye Ulusal Komitesi'ni oluşturan Basın Enstitüsü Derneği, Hürriyet Gazetesi'ne yapılan 2'inci saldırıyla ilgili açıklama yaptı. Açıklamada, " Bir ülkenin en büyük medya kuruluşlarına yönelik en küçük saldırının dahi cezasız kalması veya sessizlikle karşılanması, bir sembol teşkil edeceğinden, tüm medyanın şiddet kullananlarca sindirilmesine yol açabilir" denildi.

Açıklama şöyle:

"Uluslararası Basın Enstitüsü'nün (IPI) Türkiye Ulusal Komitesi'ni oluşturan Basın Enstitüsü Derneği olarak, Hürriyet gazetesinin İstanbul'daki merkezine 6 Eylül gecesi yapılan saldırının ardından yaşanan gelişmeleri kaygıyla takip ediyoruz.

O günden bu yana Hürriyet gazetesi 8 Eylül'de, bu kez hem İstanbul merkezini hem de Ankara baskı tesisini hedef alan yeni bir taşlı-sopalı saldırının hedefi olmuş, uğradığı maddi hasar artmış ve bu suçla bağlantılı olarak gözaltına alınanlardan 6'sı serbest bırakılmıştır.

Hürriyet köşe yazarı Ahmet Hakan, Yeni Şafak köşe yazarı Cem Küçük tarafından ölümle tehdit edilmiş, bu vahim eyleme karşın ne hükümetten ne de adliyeden şu ana dek hiçbir adım gelmemiştir.

Tüm bu saldırı ve tehditleri şiddetle kınarken, yetkililere şu çağrıda bulunuyoruz:

Bir ülkenin en büyük medya kuruluşlarına yönelik en küçük saldırının dahi cezasız kalması veya sessizlikle karşılanması, bir sembol teşkil edeceğinden, tüm medyanın şiddet kullananlarca sindirilmesine yol açabilir.

Demokrasinin en temel ilkesi olan ifade ve basın özgürlüğüne ağır darbe vuracak böyle bir domino etkisine müsaade etmemek için, medyaya yönelik saldırı ve tehditlerin, hukuk devleti kıstasları içerisinde derhal ve caydırıcı bir şekilde cezalandırılması gerekmektedir.

IPI'ın Viyana'daki merkezinden, Hürriyet'e yönelik ilk fiziksel saldırı üzerine yapılan açıklamadaki ifadeyi hatırlatıyoruz: "Yaşananlar Türkiye’de 1 Kasım seçimleri öncesi bağımsız medyayı hedefleyen taciz ve yıldırma amaçlı endişe verici kampanyada tehlikeli bir tırmanmaya işaret ediyor."

Bu tehlikeli tırmanmayı durdurup demokrasiye yönelik tehditleri bertaraf etmek ve süregiden cezasızlığa son vermek, öncelikle hükümetin sorumluluğudur."