Ümit TÜRK/İSTANBUL ,() Kamuoyunda 'Çarşı davası' olarak bilinen, Gezi olaylarında 'hükümeti devirmeye teşebbüs' ettikleri iddiasıyla suçlanan 35 sanığın yargılanmasına İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi.

MÜŞTEKİ 4 POLİS: ŞİKAYETÇİ DEĞİLİZ
Duruşmada ilk celsede ifadesi alınmayan sanıklarla, iddianamede yer alan 9 polisten 4'ü müşteki sıfatıyla hazır bulundu. Kimlik tespitinin ardından müşteki polislerin ifadesi alındı. 4 polis ayrı verdikleri ifadelerinde, olayda herhangi bir zarar görmediklerini, Beşiktaş ve Çarşı Grubu'yla herhangi bir problemlerinin bulunmadığını, davaya katılmak istemediklerini ve şikayetçi olmadıklarını belirtti. Daha sonra ilk celsede savunması alınmayan sanıkların ifadelerine geçildi.

"GEZİ RÖNESANSTIR, ÇARŞI DA ONUN MİCHELANGELO' SUDUR"
Sanık Ayhan Güner, "Böyle bir mahkemede, böyle bir konuda yargılanmaktan utanmıyorum. Biz hiçbir zaman güvenlik güçleriyle çatışmadık. Spor Büro'dan tanıdığım bazı polisler, bizi Etiler Polis Okulu'na davet etti. Spor Büro müdürüyle odasında bizzat ben görüştüm. Bize, Beşiktaş'a gitmemizi istediler. Başbakanlık ofisi önündeki polis amirleriyle görüştüm. Beşiktaş tribünün de abi olduğum için beni sayarlar. Bu nedenle 5-6 gün boyunca olayların yatıştırılmasında polise yardımcı olduk. Bize daha sonra çay, kahve ısmarladılar. Çok büyük bir iş başardınız dediler. Ancak sanık olarak mahkemeye çıktık" dedi. Çarşı Grubunun darbeci olmadığını ifade eden Güner, "Gezi Rönesanstır, Çarşı da onun Michelangelo'dur" dedi.

"BEŞİKTAŞ TARAFTARINI OLAYLARDAN ÇIKARTMAMAMIZ TAKDİRDE..."
Sanık Yusuf Demirci, "Beni bir terörist gibi yargılıyorsunuz. Ben bir Türk milliyetçisiyim, Güneydoğu da 18 ay terörle mücadele ettim. Suçlamayı kabul etmiyorum. Olay tarihinde Çekmeköy'deydim. Beni emniyet müdürü zorla tatilden getirtti. Diğer arkadaşlar gibi Spor müdürünün odasında ben de vardım. 'Beşiktaş taraftarını olaylardan çıkartmamızı, çıkartılmadığı takdirde işin bize patlayacağını' söylediler" dedi.
Sanı Atay Kesik de, "Allahın kuluyum, Osmanlıyım, Atatürkçüyüm. Vatanıma ihanet etmedim, etmem. Beraatimi istiyorum" dedi. Diğer sanıklar da Beşiktaş taraftarı oldukları için boş zamanlarında Beşiktaş'ta bulunduklarını, olaylara katılmadıklarını ifade ederek suçlamaları kabul etmediler.

TANIK POLİS: "EVDE BULUNAN MALEZEME BOMBA DEĞİL"
Daha sonra sanıklardan Erdem Işık'ın evinde yapılan aramada ele geçirilen ve patlayıcı düzenek olduğu iddia edilen su şişesiyle ilgili, evde arama yapan görevli iki polis, tanık olarak dinlendi. Tanık polislerden Hasan C., verdiği ifade de, "Erdem Işık'ın Ümraniye'deki evinde arama yaptık. Bulduğumuz suç unsurlarına el koyduk. Şahsı da şubeye götürdük" dedi. Bunun üzerine Erdem Işık'ın avukatı, tanık polise elindeki pet su şişesini göstererek 'evde bulunan suç aletine benziyor mu' dedi. Tanık polis Hasan C., de evde ele geçirilen pet şişesinin avukatın gösterdiği pet su şişesine benzediğini ancak evdekinin ucunun delik olduğunu ve uyuşturucu kullanılmak üzere hazırlanan bir malzeme olduğunu söyledi. Tanığın ifadesi üzerine sanık Erdem Işık'ın avukatı, Ele geçirilen malzemenin Erdem Işık'ın o an evde bulunan abisi Emrah Işık'a ait olduğunu söylemesi üzerine, Emrah Işık hakkında 36. Sulh Ceza Mahkemesi'nde dava açıldığını ve ceza aldığını kaydetti.
Diğer tanık polis Ercan S., de aramada bulunan pet su şişesinin daha çok uyuşturucu içiminde kullanılan bir malzeme olduğunu belirterek, "Bu malzeme bomba veya patlayıcıyla ilgili değildir. Bu konuyu da tutanağa yazdık. Biz bu pet şişesinin bomba olduğundan şüphe etseydik, bomba imha uzmanlarını çağırırdık" dedi.

SÖZ SAVCIDA
İfadelerin alınmasının ardından Mahkeme heyeti, bu celse ifadesi alınan sanıklar hakkındaki adli kontrol tedbirlerinin kaldırılmasına hükmederek, esas hakkındaki mütalaasını hazırlaması için dosyayı savcıya gönderdi. Duruşma 26 Haziran 2015 tarihine ertelendi.

ŞÜPHELİLERİN AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET HAPSİ İSTENİYOR
İstanbul Cumhuriyet Savcısı Adem Meral tarafından hazırlanan 38 sayfalık iddianamede, 35 şüpheli dışında, 9 polis de "şikayetçi" sıfatıyla yer alıyor. 35 şüpheli hakkında, "Cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor. Ayrıca, yine şüpheliler hakkında ayrı ayrı, "Örgüt kurmak ve yönetmek, örgüte üye olmak, görevi yaptırmamak için direnme, kamu malına zarar verme, toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet" gibi çeşitli suçlardan 2 yıldan 50 yıla kadar değişen hapis cezaları talep ediliyor.