Kuveyt’te düzenlenen Suriye’ye Yardım Konferansı’na katılan İHH İnsani Yardım Vakfı Başkanı Bülent Yıldırım, Suriye için 100 milyon dolar yardım vaadinde bulunduklarını söyledi.
Kuveyt’in evsahipliğinde yapılan toplantının alt birimi olarak dün sivil toplum kuruluşlarının bir araya geldiğini söyleyen İHH Başkanı Bülent Yıldırım, STK’ların 508 milyon dolar söz verdiğini, İHH’nın da bu meblağın 100 milyon dolarını karşılayacağını belirtti. Bülent Yıldırım, “Bu, STK’lar içerisindeki en fazla verilen söz olarak kabul edildi. Ama biz bu miktarların hepsini az buluyoruz çünkü Suriye’deki insani dramın boyutu çok daha fazla. Bugün de devletler olarak verilen sözler var. Boyutları çok istediğimiz gibi olmasa bile verilen bu sözlerin yıl içerisinde birçok ihtiyacı karşılayacağını düşünüyoruz” dedi.
Görüşmeler sırasında BM’ye çeşitli eleştirilerde bulunduklarını da kaydeden Yıldırım, “Bu yardımların sadece Suriye rejimiyle değil, Suriye’nin bütün bölgelerine yönelik çalışmalarda daha orantılı bir şekilde dağıtılması gerektiğine inanıyoruz. Yine dünyanın devreye girerek yardım koridorları açması gerekiyor. Şu anda Suriye’nin içerisinde aynen Gazze’ye uygulanan ambargo gibi birkaç yerde ambargo var. Yani Gazze bir bölge, Suriye’nin içerisinde de böyle 4-5 yerde ambargo var. Burada insanlar açlıktan kedi yiyorlar, köpek yiyorlar, çok zor durumdalar. Bu ambargolar henüz kırılabilmiş değil, kaldırılabilmiş değil. Oysa özgür dünyanın görevi bütün ambargoları kaldırabilecek bir yardım koridoru açmaktır. Şu ana kadar uluslararası güçler bu görevini yerine getirmemiştir. Yine çeşitli görüşmelerde ve sunumlarda ayrıca hava sahasının uçuşa kapatılması gerektiğini konuştuk. Çünkü sivil halka yönelik bombalar, varil bombaları atılıyor. Fırınların önünde ekmek sırası bekleyen kadın ve çocukların üzerine atılan bombalardan insanlar ölüyor, şehit oluyor. Biz içeriden ayrıca yaralı da çıkartan bir kuruluşuz. Hergün bacakları, kolları kopmuş yaralı çocukları, kadınları ve insanları çıkartıyoruz. Bu artık tahammül sınırlarını aşmış durumda. Bu nedenle özetle bir hava sahasının savaş uçaklarına kapatılması, iki yardım koridorlarının mutlaka açılması, üç yardımların da artırılması gerektiği konusundaki düşüncelerimizi aktardık. Türkiye halkı adına da en fazla yardım yapma sözünü vermiş olduk. Umarım Suriye halkının dertlerine çare olur” dedi.
Türkiye’deki kamplara dünyadan yapılan yardımları çok az bulduğunu söyleyen Yıldırım, “Bu konuda Türkiye’nin yalnız bırakıldığını düşünüyorum. Fakat Türkiye de şu ana kadar mülteci hareketliliği ve hayatı içerisindeki en güzel kampları açmış ve bütün dünyaya örnek olmuştur. Türkiye konusunda uluslararası güçler bir imtihan kaybına uğramakla beraber bizim asıl hedefimiz Suriye’nin içerisindeki zor durumda olan insanlara yardımların orantılı şekilde dağıtılması. Suriye içerisinde birkaç tane bölge vardır. Bir Suriye rejiminin kontrol ettiği bir bölge, iki muhaliflerin kontrol ettiği bölge, üç Kürtlerin kontrol ettiği bölge, dört IŞİD’in kontrol ettiği bölgeler. Bu bölgelerin hepsinde mağdur olan halka, kadın ve çocuğa bu yardımların ulaştırılması gerekiyor. Mezhep, meşrep önemli değil, önemli olan kimin ihtiyacı varsa yardımların ona ulaştırılmasıdır. Ama yardımları ulaştırmak da yeterli olmuyor çünkü uluslararası kanunlar gereği BM gidiyor bunu Suriye rejimiyle oturuyor, görüşüyor. Yardımların çoğunu Suriye rejimi üzerinden vermeye çalışıyor. Doğal olarak onlar da kendi istedikleri bölgeye bu yardımları götürüyorlar. BM daha yeni Türkiye üzerinden birkaç insani yardım operasyonu yaptı. Bu operasyonların, yardımların sayısını artırır” dedi.