ZONGULDAK (AA) - ERDİNÇ AKSOY/GÖKHAN YILMAZ - Zonguldak'ta yerin metrelerce altındaki mutlak karanlıkta hayatlarının henüz baharında yaşamını yitiren madencilerin ardında bıraktığı gözü yaşlı eşler, doyamadıkları sevgililerinin acısını özel günlerde daha fazla hissediyor.

Yer üstündeki hayat mücadelesi için "Allah'a emanet ol" diye yerin altına uğurladıkları eşlerinin cenazesini teslim alan kadınların hüzünleri dinmiyor.

Şair İlhan Geçer'in "Yerin altı dile gelse de söyleyemez/ Bir lokma ekmeği güneşe değişen/On sekiz milyon için kara dağları eşen/ Anadan, babadan, yardan ayrı düşen/İşçilerin derdini" dizelerindeki gibi dert yüklenen kömür işçilerinin eşleri, Sevgililer Günü'nü de hüzünle karşılıyor.

Eşleri madende ölen kimi kadınlar özel günlerde kocalarının mezarını ziyaret edip dua ediyor, kimileri ise resmine sarılıp gözyaşı döküyor.

- Yetim çocuğun annesine hediyesi

 Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Kozlu Müessese Müdürlüğünde iki yıl önce metan gazı püskürmesi sonucu 35 yaşında hayatını kaybeden Satılmış Arslan'ın 3 çocuk annesi eşi Çiğdem, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kocasıyla birbirlerini çok severek evlendiklerini, her özel günü kutlamaya özen gösterdiklerini söyledi.

Geçmiş yıllardaki Sevgililer Günü'nde eşiyle bir arada olmanın mutluluğunu yaşadıklarını anlatan Arslan, "Bütçeniz ne kadarsa özel günleri öyle kutlarsınız. Biz eşimle çok zorluklardan geçerek yuvamızı kurmuştuk. Küçük hediyelerle de olsa özel günlerde birbirimizi mutlu ederdik. Artık sevdiğim yanımda yok" diye konuştu.

Arslan, çocuklarından 5 yaşındaki oğlu Mustafa Rıza'nın gündüzleri babaannesinin yanında kaldığını belirterek, şunları kaydetti:

"Oğlum, babaannesinden kağıt istemiş. Kayınvalidem 'ne yapacaksın' diye sorunca, 'Annemle babamı çizeceğim. Sevgililer Günü için anneme hediye yapacağım" demiş. Onun için Sevgililer Günü böyle demek ki... İçinde ne yaşıyorsa, bana bir şeyler yapmak istemiş. Beni, ağabeyini ve ablasını el ele çizmiş. Sonra ikinci resminde babası ve beni yan yana, kendisini de önümüze koyarak çizmiş. Zaten böyle özel günlerde oğlumun içine bir hafta önce bir şeyler doğuyor. Hep bu tür şeyler yapıyor. Sevgiler Günü, Anneler Günü, evlilik yıl dönümümüzü 5 yaşındaki oğlum hiç unutmuyor. İki yıldır oğlum küçük kağıtlara duygularını yazıp getiriyor bana.

Babası da yapıyordu, sanki onun görevini yerine getiriyor."

- "Eşinin mezarına gül bıraktı"

Aynı kazada 30 yaşında hayatını kaybeden iki çocuk babası Ahmet Şeker'in eşi Arzu da kocası hayattayken Sevgililer Günü gibi özel günlerin anlamı olduğunu, şimdiyse kendilerine acıdan başka bir şey hissettirmediğini vurguladı.

Eşini mezarı başında ziyaret ederek dua okuduğunu anlatan Şeker, "Ahmet, hiçbir özel günü unutmazdı. Parası olursa hediye de alırdı. Şimdi bu günlerde onu mezarında ziyaret ediyorum. Çok acı. Geçmişte onun bana getirdiği çiçekleri eşimin mezarına bıraktım. Çocuklarımızı en iyi şekilde yetiştirmeye çalışarak hatıralarla avunmaya çalışıyorum" şeklinde konuştu.

- "Her gün eşine hasretini yazıyor"

Kozlu'daki madende 29 yaşında ölen Muharrem Yapıcı'nın eşi Dürdane de hayatının artık anlamsız olduğunu, kocasını kaybettiği günden itibaren yaşadığı acıları günlükte topladığını dile getirdi.

Her gün eşine hitaben yaşadığı özlemi yazmaya çalıştığını ifade eden Yapıcı, "Her şeyden çok sıkıldım. Hayat benim için oğlum olmasa anlamsız. 'Şöyle kapıdan içeri tekrar girse de eşime sarılsam' diye hayaller kuruyorum" dedi.

Yapıcı, eşinin özel günlerde kendisine muhakkak çiçek getirdiğini, gezmeye götürdüğünü, bunları hatırladıkça özleminin daha da arttığını kaydetti.