Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi Nöroloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Oğuz Osman Erdinç, epilepsinin, halk arasında akıl veya ruhsal bir rahatsızlık olarak yanlış bir şekilde tanımlanabildiğini belirterek, "Oysa epilepsi tamamen nörolojik bir durumdur. Yine yanlış bir inanış olarak epilepsinin bulaşıcı bir hastalık olabildiğine inananlar olabilir. Bu kesinlikle yanlıştır" diye belirtti.
9 Şubat ‘Uluslararası Epilepsi Günü’ nedeniyle hastalık hakkında açıklama yapan Erdinç, Uluslararası Epilepsi Bürosu (IBE), Uluslararası Epilepsiyle Savaş Derneği (ILAE) kararıyla 9 Şubat 2015 gününün “Uluslararası Epilepsi Günü” olarak ilan edildiğini belirtti. Bu günde epilepsinin öneminin bir kez daha vurgulanması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Osman Erdinç, "Bundan sonra her yıl Şubat ayının ikinci pazartesi günü Uluslararası Epilepsi Günü olarak kabul edilecek. Bugün dünyanın her yerinde epilepsi hakkında bilincin arttırılması için aktiviteler yapılmaktadır. IBE ve ILAE’nin temsil edildiği aralarında ülkemizin de bulunduğu bölgelerde yazılı ve görsel medyada konunun önemi vurgulanmaktadır” dedi.
“YANIP SÖNEN IŞIKLAR EPİLEPSİYE NEDEN OLABİLİR”
Prof. Dr. Erdinç, yanıp sönen ışıklarında epilepsi nöbetlerine neden olabileceğini ifade ederek, “Her nöbet veya epilepsi tipine göre farklılıklar gösterir. Bazı nöbetler gece uykuda olabilirken bazı nöbetler sabah saatlerinde ortaya çıkar. Uykusuzluk, açlık, enfeksiyonlar, bazı ilaçlar nöbetleri tetikleyebilir. Yine bazı epilepsi tiplerinde bilgisayar, alkol kullanımı, stres, hormonal değişiklikler, kafeinli içecek ve yiyecekler, kan şekerinin düşmesi nöbetleri ortaya çıkışını hızlandırabilir. Nöbetlerin tiplerine göre değişmekle birlikte bazı epilepsiler kalıtsal özellik gösterebilirken diğer grupta böyle bir özelliğe rastlanmaz. Epilepsi her yaş, ırk, cinsiyette ve çeşitli nedenlerle oluşabilir. Doğum anından yaşlılığın ileri evrelerinde bile ilk kez epilepsi nöbeti yaşanabilir. Yaşam süresi içinde her 100 kişinin 1-2’sinde epilepsi ortaya çıkabilir. Bazı epilepsi çeşitleri tedavi ile iyileşebilir ve tamamen ortadan kalkabilir. Bazıları yaşam boyu tedavi edilerek izlenmelidir. Daha az bir kısmı ilaçla tedavi edilemez, o zaman beyin cerrahisinin yaklaşımı uygulanabilir. Çok az bir kısmı ise yıllar içinde kötüleşme gösterebilir. Toplumda en sık karşılaştığımız grup takip ve tedavi ile iyileşen veya nöbetleri durdurulabilen epilepsi tipleridir” dedi.
“EPİLEPSİ AKIL HASTALIĞI DEĞİLDİR”
Erdinç, epilepsi hastalığının halk arasında yanlış bilindiğini dile getirerek, “Epilepsi halk arasında akıl veya ruhsal bir rahatsızlık olarak yanlış bir şekilde tanımlanabilmektedir. Oysa epilepsi tamamen nörolojik bir durumdur. Yine yanlış bir inanış olarak epilepsinin bulaşıcı bir hastalık olabildiğine inananlar olabilir. Bu kesinlikle yanlıştır. Epilepsili bir kişiyle tokalaşabilir, onu kucaklayabilirsiniz.Epilepsili kişilerin çoğu nöbetleri kontrol altına alınabilir ve bu hastalar normalde herkesin yerine getirebildiği işleri yapabilir. Ancak nöbetleri kontrol edilemeyen veya sık nöbet geçirebilen hastaların araç kullanmasına veya yüzmesine izin verilmez. Evlenmeleri, çocuk sahibi olmalarında engel yoktur. Doktor kontrolüyle birlikte her işi başarabilirler” diye belirtti.
“EPİLEPSİ HASTALARININ YÜKSEK VE TEHLİKELİ YERLERDE ÇALIŞMALARINA İZİN VERİLMEMELİDİR”
Epilepsi hastaların günlük hayatta sorumluluk ve stres gerektiren işleri yapabildiklerini belirten Erdinç, sözlerinin bir bölümde şu ifadeleri kullandı:
“Hayatın tüm alanlarında yer alabilir. Memuriyette, sanat, profesyonel yaşamın her alanında görev yapabilir. Eğer nöbetler stres ile tetikleniyorsa iş programında bazı değişiklikler yapılabilir. Uykusuzlukla tetikleniyorsa gece çalışmaları gündüze kaydırılabilir. Ancak güvenlik sorunu taşıyabilen açık havada yüksek veya tehlikeli yerlerde işlerde çalışmalarına izin verilmemelidir. Epilepsi genellikle ilaç tedavisi ile kontrol edilebilen kronik bir hastalık olmasına rağmen günümüz tıbbı bile bazı epilepsi tiplerini tedavi edememektedir. ABD’de en az 1 milyon epilepsili kişinin nöbetleri kontrol edilememektedir. Bu nedenle epilepsi tedavisinde acil gelişimlere ihtiyaç duyulmaktadır. Kişilerde epilepsi tek başına görülebileceği gibi başka hastalıklara da eşlik edebilir. Zeka geriliği, serebral palsi, otizm gibi doğuştan beri süregelen durumlara eşlik edebilir.”
“EPİLEPSİ NÖBETLERİ FARKLI FARKLIDIR”
Nöbetlerin en şiddetlisinin kişinin yere düşüp bilincinin kaybolduğu, çırpınmaların olduğunu ifade eden Prof. Dr. Erdinç, “Ancak sadece kol uyuşması şeklinde gelip geçen bilincin açık olduğu hafif nöbetler de mevcuttur. Epilepsi tanısı konulduğunda bu kişinin en ağır tipte nöbet geçirdiği anlamına gelmez. Epileptik nöbetler kişiden kişiye farklılıklar gözlenebilir. Ancak bir kişide görülen tipi genellikle aynı şekilde sürer. Nöbetlerin zamanı ve yeri belli olmamasına rağmen epilepsili kişilerin yaralanması nadirdir. Nadir de olsa epilepsi hastalarında ani ölümler oluşabilir. Genellikle kalp ritm bozukluğu ile seyreden epilepsili hastalar bu açıdan da izlenmelidir. Hangi nöbet tipi olursa olsun hastanın yanında bulunanlar asla hastaya müdahale etmemeli, sakince nöbetin geçmesini beklemelidir. Bilincini kaybederek yere düşen hasta yan çevrilebilir. Nöbet sırasında rahat soluduğundan emin olunmalıdır. Nöbetler 1-2 dakika sürdüğü için nöbetin bitmesi beklenmelidir. Hastanın ağzına kaşık gibi cisimler sokmak, dilini, kolunu, bacağını çevirmek, çekiştirmek veya bastırmak hem zararlıdır hem de hiç bir yararı yoktur. Hastanın vücudunu çarpabileceği sivri keskin cisimler uzaklaştırılabilir. Eğer nöbet 5 dakikadan fazla sürüyor ve durmuyorsa bir hastanenin acil servisine başvurulmalıdır” diye ifade etti.