Medical Park Samsun Hastanesi Kadın Doğum ve Hastalıkları Kliniği’nden Opr. Dr. Ahmet Canbaz, rahim ağzı kanserinde erken dönemde teşhis edilen vakaların yüzde 95’inden fazlasının iyileşebildiğini söyledi.
Rahim ağzı kanserinin jinekolojik kanserler içerisinde 2. sıklıkta görülen kanser olduğunu ifade eden Opr. Dr. Ahmet Canbaz, “Smear incelemesinin yaygınlaşması ile rahim ağzı kanserinin görülme sıklığı azalmıştır. Kanser displazi olarak adlandırılan hafif formu ile başlar ve ilerler. Anormal hücre büyümesi genellikle 25-35 yaşları arasında başlar. Bu hücreler prekanseröz olarak değerlendirilir. Zamanla bu hücreler kanser hücrelerine dönüşerek karsinoma in situ olarak adlandırılan rahim ağzının dış kısmında sınırları belli bir kanser oluşturur. Bu durum tedavi edilmediğinde rahim ağzının diğer katlarına ve diğer organlara yayılır. Erken dönemde teşhis edilebilen vakaların yüzde 95’inden fazlası iyileşebildiğinden erken teşhis ve tedavi çok önemlidir” dedi.
Rahim ağzı kanseri belirtilerinin çok fark edilebilir olmayabileceğini söyleyen Canbaz, “Kesin tanı tüm kanserlerde olduğu gibi biyopsi ile konulur. Fakat rahim ağzı kanseri ilerledikçe normal olmayan adet arası, ilişki sonrası, menopoz sonrası kanamalar ve ağrılı ilişki, artmış akıntı ya da kasık ağrısı gibi rahatsızlıklar olabilir. Bu belirtileri beklemeden düzenli uzman kontrolüne girmek önemlidir. Smear testi, 21 yaşından itibaren cinsel hayatı aktif olan her kadının yılda bir kez muayene olması ve rahim ağzı kanseri olup olmadığını kontrol ettirmesi için gereklidir” diye konuştu.
“KANSERE DÖNÜŞEBİLECEK HÜCRELER 5-15 YIL ÖNCEDEN TESPİT EDİLEBİLİR”
Rahim ağzı bölgesindeki ileride kansere dönüşebilecek hücrelerin 5-15 yıl önceden tespit edilebildiğini belirten Canbaz, “Kadının doğurganlık özelliğini kaybetmesine, rahmin alınmasına ve hastanın hayatını kaybetmesine neden olabilecek rahim ağzı kanseri, servikal taramayla tespit edilebilir ve önlem alınabilir. Erken teşhis için, herhangi bir belirti olmasa dahi tüm kadınların, düzenli olarak yılda bir kez servikal tarama yaptırmaları gerekmektedir. Erken dönemde, beş on dakikalık basit bir operasyon ile sadece rahim ağzındaki hastalıklı bölge çıkarılarak hasta tedavi edilebilir. Hastalık ilerlediğinde rahim ve etrafındaki çevre dokuları ile lenf ganglionlarının çıkarılacağı büyük bir operasyona ihtiyaç duyulur. Ayrıca operasyon sonrası tümörün yaygınlık derecesine göre radyoterapi de gerekebilir. Daha ilerlemiş vakalarda operasyon yapılamaz. Ancak radyoterapi ve kemoterapiden yardım beklenir. Erken dönemde yakalandığında tedavide başarı oranı yüzde 100’dür. Hastalık ilerledikçe bu oran düşmektedir” şeklinde konuştu.