'SOKERESA' DİYEREK SELAMLADI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, toplu açılış töreninin ardından Bursa Valiliği’ni ziyaret ederek Vali Münir Karaloğlu ile görüştü. Erdoğan daha sonra Türkiye Roman Konfederasyonları tarafından Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen Büyük Roman Ödülü törenine katıldı.
Cumhurbaşkanı ve konukları küçük Roman kızları çiçek verdiler. Daha sonra Büyükşehir Belediyesi Çalgıcı Mektebi Roman Orkestrası Aysun Taşçeşme’nin solist olarak bulunduğu mini bir konser verdi. Taşçeşme, 'Beraber yürüdük biz bu yollarda' şarkısını söylerken sahneden inerek, mikrofonu Erdoğan’a uzatarak, şarkının nakaratını birlikte seslendirdi. Konserin sonunda 'İlle de Roman olsun' şarkısı söylendiğinde salonu dolduran Romanlar yerlerinden kalkıp oynayarak şarkıya eşlik ettiler.
Türkiye Roman Konfederasyonu Başkanı Ahmet Çokyaşar’ın ardından kürsüye gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, salonu Romanca merhaba anlamına gelen 'Sokeresa' kelimesiyle selamladı ve büyük alkış aldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında Roman kültürünün yabancısı olmadığını Kasımpaşa’da doğup büyüdüğünü belirterek, Romanlarla ilgili ayrımcılıklara son verdiklerini söyledi. Adnan Menderes Üniversitesi’ne Roman Merkezi kurduklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ne olacak Kürdoloji kuruyorsun da Roman merkezi kurmaktan neden çekiniyorsun. Bunu da yaptık" dedi. 
İLK VE EN BÜYÜK IRKÇI ŞEYTANDIR
Konuşmasında, Hazreti Muhammed’in Veda Hutbesi’nden alıntı yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, insanlar arasında üstünlük olmadığını, üstünlüğün ancak takvada olduğunu söyledi. İlk ve en büyük ırkçının şeytan olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle devam etti: "Bir melek iken kendisine insana secde etmesi emredilmiş. Ama o kendisinin ateşten insanın ise topraktan yaratıldığını söyleyerek kendisinin üstün olduğunu söyleyerek kibir göstermişti. Bu kibrinden ve bu asabiyetinden ve bu ırkçılığından dolayı şeytan ebediyen lanetlenmişti. Kim ki kendi ırkını üstün görüyorsa o şeytanın tuzağına düşmüştür hatta şeytanlaşmıştır. Kim ki başkanı doğuştan gelen farklılıkları nedeniyle tahkir ediyorsa inanın o şeytanın izinde şeytanın yolundadır. Irkçılığın ve ayrımcılığın şeytani bir tavır şeytani bir yol olduğunu her zamankinden daha fazla anlatmak yorumlamak zorundayız. Zira İslam coğrafyasının bir kısmında farklı olana karşı tahammülsüzlüğün ve insanlık dışı şiddetin uygulandığını görüyoruz."
İNSANLARI ATEŞTE YAKMAK BU TOPRAKLARA AİT BİR YAKLAŞIM DEĞİL
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, aynı şekilde batıda başta Müslümanlar olmak üzere farklılığa karşı bir hoşgörüsüzlüğün yani Irakçılığın tehlikeli şekilde tırmandığını kaydederek, "Burada çok net şekilde ifade etmek istiyorum. Bizim dinimizde bizim inancımızda kadim kültür ve medeniyetimizde farklı olana tahammülsüzlük farklı olana zulüm ve eziyet yoktur. Bizim topraklarımızda kendisi gibi düşünmeyeni yok etmek yani terör yoktur. Kameraların önünde insanların boğazını kesmek kadınları aşağılamak insanların hürriyetlerini kısıtlamak, farklı din ırk mezhep diyerek insanlara zulmetmek hele hele insanları ateşte yakmak gibi insanlık ve insaf dışı, vahşice canice davranışların içine girmek bu topraklara ait bir yaklaşım değildir. Kendi hırsları ve kirli ideolojileri çerçevesinde insanları sokak ortasında vurmak, öldürmek, yazarlara çizerlere şiddet uygulamak bizim medeniyetimizde asla kendisine yer bulamamıştır. Bu canileri bu vahşileri bu teröristleri İslam dini ile ve Müslümanlarla özdeşleştirenler çok açık söylüyorum bu cinayetlerin bu vahşetin ve bu terörün en büyük destekçisi ve en büyük teşvik edenidir. Vahşi cani ve teröristin bu sıfatlardan başka bir sıfata ihtiyacı yoktur. Masum bir cana kasteden bütün insanlığa kast etmiştir. Orta doğu da vahşice ve canice cinayet işleyip bunu da İslam parantezine alanlar apaçık bir sapkınlık ve delalet içindedirler" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam coğrafyasının bir kısmındaki cinayetleri bütün Müslümanları ve İslam dinini karalamak için kullananların da en az kınadıkları kadar ırkçı ve ayrımcı olduklarını ifade ederek konuşmasını şöyle sürdürdü: "Müslümanları topyekun bir şekilde terör parantezine almaya çalışanların artık aynada kendilerine bakmaları gerekiyor. Avrupa’da yükselen ırkçılığı ayrımcılığı camilere ibadethanelere saldırıları görmeyenler hakkında tarafından duruyor olamazlar. İşte İsveç’te üç camiimizi yaktılar. Almanya’da kundakladılar ve gamalı haçlarla camilerimizi boyadılar. Bunları görmeyecekmeyiz. Kutsallara saldırıyı ifade özgürlüğü gibi lanse etmeye çalışanlar, demokrasiden ve insan haklarından yana olamazlar. Bizim roman kardeşlerimize Batı da Avrupa topraklarında tahammül gösteremeyenler evrensel insan haklarından evrensel değerlerde bahsedemezler. Dikkatinizi çekiyorum İsrail’i İsrail vahşetini eleştiren en hafif bir yazı bir resim bir karikatür dahi antisemitizm suçlamasına maruz kalabiliyor. Antisemitizm yaftası yazarlara çizerlere düşünürlere diz çöktürebiliyor. Geri adım attırabiliyor. Özür diletebiliyor. Kadın haklarından bahsedenlere sesleniyorum. Ütün dualarında her gün ey tanrım beni iyi ki kadın yaratmadın diyen Musevilere karşı niye sesinizi çıkarmıyorsunuz her gün bütün dualarında bizi iyi ki kadın yaratmadın bu nedir kadını bu kadar aşağılayan bu tavır olabilir mi Bu tabi tahrif edilmiş tevratın ortaya koyduğu neticedir. Aynı hassasiyeti İslam’a karşı veya İslam karşıtı olanlara İslami değerleri tahkir edenlere göstermediklerini görüyoruz."
ANTİSEMİTİZMİ İSLAM DÜNYASINDA LANETLEYEN İLK BAŞBAKANIM
Museviliği değil, İsrail vahşetini İsrail terörünü eleştirmenin antisemitizm suçlamasına maruz kaldığını ifade eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Müslümanların en kutsal değerlerine yapılan alçakça saldırıların bırakınız islamafobiyi ayrımcılık olarak dahi görmüyor. İfade özgürlüğü kapsamında değerlendiriyorlar. Ben islama fobiya noktasından önce attığım adımda antisemitizmi İslam dünyasında lanetleyen kınayan ilk başbakanım. Çünkü ben İsrail vatandaşlarının da Musevi’nin de beni yaratan Allah tarafından yaratıldığına inanan bir insanım. Ama onlar bizim baktığımız gibi bakmıyorlar. Biz Türkiye olarak bunlara sessiz kalmayacağız. Ne orta doğudaki vahşete ne batıda tırmanan ırkçılığa karşı biz sessiz kalmayacağız. Her türlü ırkçılık ve ayrımcığın şeytani olduğunu cesaretle kararlılıkla vurgulamaya devam edeceğiz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a daha sonra Büyük Roman Ödülü Türkiye Roman Konfederasyonu Başkanı Ahmet Çokyaşar tarafından verildi.

FOTOĞRAFLI