Yunanistan’dan İtalya’nın Ancona Limanı’na giden Norman Atlantic feribotunda çıkan yangından sağ kurtulan Zühtü Yılmaz, yaşadığı anları anlattı. Terasa çıktıklarında taksilerin yandığını ve patladığını gördüklerini dile getiren Yılmaz, "Altımızdaki demirler ve ayakkabılarımız eridi. Yangından yağmur ve lodosun etkisiyle havanın serinlemesi sayesinde kurtulduk. Gemi çok eskiydi, filikalar çalışmıyordu" dedi.
İtalya’ya yaptığı sefer sırasında Yunanistan’ın Korfu Adası açıklarında yanan feribottan kurtulan Zühtü Yılmaz, Edirne’nin Keşan ilçesi Devlet Hastanesi’ndeki tedavisinin ardından taburcu edilerek Tekirdağ’da ailesine kavuştu.
Ailesine kavuşmanın mutluluğunu yaşayan Yılmaz, yangın sırasında yaşadıklarını anlattı. Bodrum’da aldığı balıkları İtalya’ya götürmek üzere feribota binen TIR şoförü Yılmaz, yangında feribotta altlarındaki demirlerin bile erimeye başladığını, ayakkabılarının eridiğini ifade etti. Yangından yağmur ve lodosun etkisiyle havanın serinlemesi sayesinde kurtulduğunu söyleyen Yılmaz, yangında feribottan en son kendisinin çıktığını dile getirdi.
Yılmaz, TIR şoförü olarak Yunanistan’dan Norman Atlantic gemisine saat 12:30’da bindiklerini belirterek şöyle konuştu: "Gece saat 03:30’da çıkan yangında kabinlere vurduklarında kalktık. Yangın kabinleri sarmıştı. Terasa çıktığımızda oradaki taksilerin yandığını ve patladıklarını gördük. Böylelikle alev arttı. Yangın geminin motor kısmından çıktı. Kurtarma botları yaklaşamadı. Çevremizde dolandılar. Bir buçuk gün sonra kurtarma helikopteri ulaştı. Arnavutluk askeri helikopteri ilk önce geldi. Bir iki kişi alıp gitti sonra tekrar geldi. Sonra öğleden sonra İtalya’nın askeri helikopteri geldi. Onlar da kendi vatandaşlarını aldı. Yaşlılar, çocuklar, kadınlar alınmadı herkes önce kendi insanını alarak gemiye taşıdı. 450 yolcu vardı. Gemiden en son ben ayrıldım. Bayanlara ve çocuklara öncelik verdim. Gemi çok eskiydi. Filikalar çalışmıyordu. Sadece filikalardan 3’ü çalıştı, diğerleri arızalıydı. Yeni gemilerde inişte filikanın içine düşülür. Bunlarda atlayanlar filikaya değil denize düştü. O yüzden kayıp fazla. Alevler etrafı sarınca kaptan köşküne girdik. Orası duman dolunca dışarı çıktık. Ümidi kestik. Yağmur ve fırına çıktı. Lodos dumanı itince duman kayboldu. Kurtulmamız bu rüzgarın sayesinde oldu. Yere basamadık. Altımız alev aldı. Demirler ateş gibi olmuştu. Bastığımızda ayakkabı eriyordu. Beni İtalyan helikopteri aldı ve diğer gemiye götürdü. Gemide kaldığımız iki buçuk gün bir şise suyu 30 kişi paylaştık. Helikopterlerden su bile atılmadı. Bir şişe sudan bir yudum içtik. Simit veya yiyecek gelmedi. Bu olay Türkiye’de olsa dünya ayağa kalkardı. Adriyatik’teyiz. Ayağımızda ayakkabı yok. Kıvılcımlar etrafımızı sardı. Yağmurda tutuşmamak için ıslandık."
Geminin çok eski olduğunu belirten Yılmaz, "Çok eski bir gemi. İtalya’dan kiralıyorlar bunu. Yunanlar diyor ki, bu eski gemiyi nereden buldu. Bunun hesabını nasıl verecek. Onu konuşuyor şimdi onlar. Böyle bir gemi yok" diye konuştu.
"HAYATIMIZIN EN ZOR ANLARINI YAŞADIK"
Eşine kavuşmanın sevincini yaşayan Gülhan Yılmaz da, gözyaşlarını tutamadı. Eşinin o gemide olduğunu haberlerden görünce anladığını söyleyen Gülhan Yılmaz, "Sonra 20 yaşındaki oğlumu aradım. O bana pek bir şey söylemedi, belli etmedi. İki buçuk gün nasıl yaşadığımızı bilmiyorum. Yedik mi, içtik mi? bilmiyorum. Hayatımızın en zor anlarını yaşadık. Eşimi dün gece sağ salim getirdiler. Çok zordu, çok perişan olduk. Haber alamamak bizi tüketti. 1 Ocak itibariyle tekrar hayata başladık. Allah bir daha göstermesin" ifadelerini kullandı.