Türkiye Yazarlar Birliği Onursal Başkanı D. Mehmet Doğan’ın konuşmacı olduğu konferans İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Prof. Dr. Gökhan Budak Konferans Salonu’nda gerçekleşti.
Konferansa Bayburt Cumhuriyet Başsavcısı Hasan Uğurlu, Bayburt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Selçuk Coşkun, Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) Başkanı Prof. Dr. Hicabi Kırlangıç, Türkiye Yazarlar Birliği Başkan Yardımcısı Ferhat Koç, TYB Vakfı Mütevelli Heyet İkinci Başkanı İbrahim Ulvi Yavuz, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
Türkiye Yazarlar Birliği Onursal Başkanı D. Mehmet Doğan, konuşmasında Asım’ın Mehmet Akif’in Safahat külliyesinin altıncı kitabı olduğunu belirterek kitabın edebi kritiğini yaptı ve Asım kelimesinin anlamları ile birlikte Asım’ın neslinin özelliklerini anlattı.
Asım’ın 1924 yılında basıldığını geçtiğimiz yıl ise bu basımın 90. Yılına ulaşıldığı bilgisini veren Doğan, uzun bir şiirden oluşan kitabın Türk edebiyatının şaheseri olduğunu Akif’in Türkiye’de en çok okunan Çanakkale Şehitleri şirinin de bu kitapta bulunduğunu kaydetti.
Doğan, "Eğer bizim bir milli marşımızı olmasa idi, milli marşımız Çanakkale Şehitlerine şiiri olurdu. Asım’da ‘Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem’ diye başlayan ikinci önemli bir şiir parçası daha var ki ona da mazlumiyetimizin marşı diyorum. Asım neden bugün de hala bizim dilimizde, zihnimizde yaşamaya devam ediyor. Çünkü Mehmet Akif bu kitapta Asım karakteri üzerinden ülkeyi, ülkemizi ve hatta bütün İslam dünyasını kurtaracak bir gençlik sembolü ortaya koyuyor. Bize ideal bir gençlik sunuyor. Ahlaklı, güçlü, kuvvetli ama aynı zamanda manevi olarak da kuvvetli bir genç karakteri meydana getiriyor ve sözünü onun üzerinden söylüyor. Asım, birinci dünya savaşı başlayınca Avrupa’daki tatilini kesip İstanbul’a gelen ve gönüllü olarak savaşa katılan bir gençtir. Fedakârlık ve feragat söz konusu olduğunda örnek teşkil edebilecek bir gençtir. Asım aslında Çanakkale Savaşı’nın esas karakteridir. Çünkü savaşa o sırada yüksek tahsilli olan çok sayıda genç, ortaöğretim çağındaki gençler, hatta medrese talebeleri dahi çok sayıda gönüllü olarak katılmış, bu savaşta birçoğu şehit olmuş bir kısmı da Asım gibi gazi olmuştur. Asım, Mehmet Akif’in olgunluk eseridir. Süleyman Nazif, bu şiiri ‘ bir şiir mucizesi’ olarak adlandırmaktadır. Mehmet Akif, hep hayatın içinden konuşan bir şairdir. Asım şiirinde birinci dünya savaşının bir kısmını anlatmış Asım sembolü ile de bir dünya tasavvuru bir gençlik tasavvuru ortaya koymuştur. Bu gençlik modeli sorumluluk sahibi, bilgili, müspet ilimlere vakıf ama maneviyatı da kuvvetli, ahlaklı bir gençlik modelidir. Bu metnin bugün için çok daha fazla değeri var. Çünkü 20. Yüzyılın başında pozitivizm gerçekten çok güçlü. Pozitivizm üzerinden konuşmanın güçlü olduğu bir dönemde Akif bunun zıddına bir karakter ortaya koyuyor "dedi.
Döneme ait resimlerle ve Asım kitabından şiirlerle konuşmasını süsleyen Doğan, Mehmet Akif’in Tevfik Fikret’in pozitivist Haluk Modeli yerine inançlı Asım Modeli’nin kapsamını Asım şiirinde çizdiğini ifade etti. Doğan, "Türkiye’de maarif sistemimiz Asım Modeli’ni değil Haluk Modeli’ni temel almıştır. Hala da bunun pek fazla değişmediğini söylesek bazı dostlarımız bize kızar ama yanlış olmaz. Biz gerçek anlamda Asım yetiştirmeyi düşünmedik. Bu güne kadar bunu sistematik olarak yapmadık. Asımlar eksik oldu mu? Hayır. Bu sistem içinde çok sayıda gencimiz, idealist gencimiz, Akif’i, Akif gibi büyüklerini tanıyan, tarihini bilen, milletinin şuuruna varan gençlerimiz Akif’in Asım karakterini model olarak aldılar ve ona benzemeye çalıştılar. Diyebiliriz ki Asım’ın nesli de 90 yıl boyunca hiç eksilmedi. Asım Modeli üzerinden eğitim yapmak bundan 7-8 yıl öncesine kadar neredeyse imkânsızdı. Bugün bu mümkün; ama bugün de böyle bir model geliştirme maarif reformu yapma konusunda da çok fazla istekli olduğumuz söylenemez. Akif’in Asım karakteri 90 yıldır yaşıyor. Biz 90 yıldır her fırsatta ona atıfta bulunuyoruz. Asım karakteri yaşamaya devam edecek. Akif’in bu eseri bize yaptığı en büyük hizmetlerden birisidir "diye konuştu.
Konferansın sonunda soru soranlara kitap hediye eden Doğan’a, Bayburt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Selçuk Coşkun tarafından Bayburt’ta üretilen Bayburt Üniversitesi logolu çini tabak hediye edildi.