Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, Kızılırmak Kuş Cenneti’ne yaptığı ziyarette köylülerin evlerinin boşaltılacağı yönünde ilçede ortaya atılan dedikodulara son noktayı koydu.

“KÖYLÜLERİ RAHATSIZ EDEN KÖTÜ NİYETLİLER VAR”
Başkan Yılmaz, “Bu alanın etrafında olan gerek Yörükler, gerekse Doğanca yakınlarında olan bütün köylülerin, köy yerleşimlerinin rahat olmalarını rica ediyoruz. Bizim köylerle bir şeyimiz yok. O köy hayatını özellikle teşvik etmek istiyoruz. O doğal hayatı, oradaki köylülüğü bir ekonomi haline getirmeye dönük ve Kuş Cenneti’nin yaratacağı ekonomiden o köylerinde istifade etmesine dönük olan alınması gereken tedbirleri almaya çalışıyoruz. Zihinleri karıştıran, köylülerin kafalarını karıştıran bazı iyi niyetli olmayan girişimler var. Bu kişiler köylüleri de rahatsız ediyorlar, ‘sizlerin de binalarını yıkacaklar’ diye. Bizim köylülerle işimiz yok. Tam tersine burada doğal hayatı geliştirmeye, yılkı atlarının sayısını arttırmaya, mandaların sayısını arttırmaya buradaki habitatı daha da zenginleştirmeye, buradaki kimyasalı azaltarak yaşamı daha da güçlendirip, dünyanın parlayan bir yıldızı haline getirmeye yönelik bir çaba içerisindeyiz” diye konuştu.

“DOĞA ZENGİNLİĞİNİN İÇİNE VİRÜS GİBİ GİRMİŞLER”
Kaçak yapılarla mücadeleden asla vazgeçmeyeceklerini de belirten Başkan Yılmaz şunları söyledi: “Doğa zenginliğinin içine virüs gibi girmiş olan betonlaşmış yazlıkçı, ocu, şucu, bucu falan filan gibi unsurlarla da mücadele etmeyi görevimiz görüyoruz. Çünkü bu kuş cennetinin kuruluş amacı o. Burayı korumak, gelecek nesillere aktarmak, gelecek nesillerinde bir dünya mirası olarak kullanmasına dönük bir çabamız var. Hatta burayı UNESCO dünya mirası listesine aldırmak için müracaat ediyoruz. Biz buranın kıymetini bilmiyorsak, burayla ilgili yapılması gerekenleri eksik yapıyorsak, gelecek nesillere karşı sorumluklarımızı yerine getirmemiş oluruz. Buradaki kaçak yapılaşmanın tümünü yıkacağız. Bundan kimsenin kaçışı yok. Bunu bilsinler. Ama köyler, yılkı atları, yaban hayatı biz bunu geliştirmemiz için ne yapmamız gerekiyor. Köylülüğü burada nasıl geliştiririz, nasıl manda sütü ve yoğurdunu bir geçim haline getiririz, nasıl onların ekonomilerini daha fazla canlandırırız bunun çabası içerisindeyiz. Bakın biz burada yılkı atları hatta mandalar hatta onun dışındaki habitatın karşılaşabileceği bir salgın hastalıktan geç haberimiz olur diye buraya bir veteriner atadık. Bir veterineri kuş gözlem kulelerinden birine yerleştirdik. Burada bir manda ölüsü gördük, sorduğumuzda bir bilenin olmadığını görmek bizi üzdü. Ya salgın bir hastalıksa diye buraya derhal bir klinik kuralım, bu veteriner hekim gereken tahlilleri yapsın, otopsi yapsın onu götürsün üniversitede veya başka bir yere. Biz buraya bilim insanlarının da ilgilerini çektik. Burada Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nin hocaları var, fotoğrafçılar var. Çok değerli kardeşlerimiz var. Bundan ötürü memnunuz. Buraya 2-3 milyon TL para harcayarak, kuş türlerinin ve habitatın yoldan kalkan tozdan dolayı zarara görmemesi için beton yol yaptık buraya. Asfalt niye yapmadık. Asfalt petrokimya ürünü, kimyasal bir malzeme. Buradaki habitata zarar verir diye korktuk ve beton yol yaparak buradaki canlı hayatı korumaya dönük çabalar içerisindeyiz. Jandarma kulübelerini bile burada ahşaptan seçerek onları bile birer kuş yuvası haline getirmeye dönük çabalar içerisindeyiz. Yine leyleklerin yuvası ve zenginliğinin oluştuğu Doğanca’nın çıkışındaki yere de bir leylek gözlem kulesi inşa edeceğiz. Leylekler mart ayında geldiğinde hemen onların ayaklarına, yeni doğacak olan leylek yavrularına çipler takarak onların hayatını, yaşamını youtube’da ve diğer sanal dünyada seyredilebilecek malzeme ve materyali toplamaya yönelik çalışmalarımız olacak. Ayrıca UNESCO’ya başvurmak için hazırlıklar yapıyoruz. Gerekli bürokratik işlemler var. Bir ön listeye girme çabası var. Bunun için bilim insanları bir dosya hazırlıyor. Bu süreci de en kısa sürede bitireceğiz ve o başvuruyu da en kısa sürede yapacağız.”