82 yaşındaki Cemil Tolga, hamamların vazgeçilmezi takunyaların (nalın) yerini plastik terlikler alsa da İzmir’in Tire ilçesinde 65 yıldır takunya ustalığına devam ediyor, iki öğrencisine de mesleği öğretiyor.
İnsanların binalarda yaşamaya başlamasıyla takunyaların yerini plastik terlikler aldı. Eski bir sanat olan takunya ustalığı da kent yaşamının giderek artmasıyla unutulmaya yüz tuttu. İzmir’in Tire ilçesinde plastik terliklere karşı ayakta kalmaya çalışan 82 yaşındaki Cemil Tolga, tam 65 yıldır takunya üretiyor. Geçmişte avlular ve hamamlarda kullanılan takunyalar nişanlı kızların çeyizlerinde de boy gösterirken, kent yaşamının genişlemesiyle takunyaların da boyu gittikçe küçüldü ve daha çok süs eşyası olarak kullanılmaya başlandı. Baba mesleğini 82 yaşında olmasına rağmen sürdürmeye devam eden Cemil Tolga, mesleği unutulmasın diye iki halk eğitim merkezi öğretmenine de takunya ustalığını öğretiyor.
“TÜRKİYE’DE BENDEN BAŞKA YOK”
İlkokula giderken babasına yardımcı olma amacıyla başladığı mesleğini bugün hala sürdürmeye çalışan Tolga, kendisinden başka Türkiye’de bu mesleği yapan birinin olmadığını söyledi. Aydın’da, Ödemiş ve İzmir’in merkezinde takunya üreten ustaların artık iş yapamadığı için dükkanlarını kapattığını belirten Tolga, “Bizim mesleğimize plastik terlikler engel oldu. Meslek 30 sene öncesine kadar güzeldi. Artık fazla satış yapamıyoruz” dedi.
“BU YAŞTAN SONRA BAŞKA MESLEK YAPMAM”
İnsanların takunyaları avlular ve hamamlarda terlik niyetine kullandığını, plastik terlikler üretilmeye başlayınca bu geleneğin ölmeye başladığını ifade eden Tolga, “İnsanlar binalarda oturmaya başlayınca alt katlara tıkırtı yaptığı için artık terlik kullanıyor. Eskiden nişanlı kızlara bu nalınlar tepsiyle giderdi. Bayramlarda alırlardı. Şimdi çeşitli terlikler olduğu için bizim çok işimiz kalmadı. Bu yaştan sonra başka meslek yapamayacağımız için Allah nasip ederse iş çıkıyor” diye konuştu.
MESLEĞİNİ ÖĞRETİYOR
Mesleğini icra ederken zorlanmadığını, 65 yıldır alıştığı bir iş yaptığını söyleyen Tolga, takunyaların ağaç kısımlarını sanayide çalışan kardeşinin yardımıyla kestiriyor. Ardından takunyanın tasması denilen kısım için lastikleri kesiyor. Parça parça kestiği lastikleri takunyanın ağaç kısmına karabaşlı nalıncı çivilerini çakıyor. Tolga, günümüzde özellikle süs eşyası olarak kullanılan takunyaların bir kısmını sade ve orijinal boyutunda satarken, bir kısmının boylarını küçültüyor, üzerine işlemeler yapıyor. Mesleğini yaşatmak için bir takunyanın nasıl yapılması gerektiğini öğrencilerine anlatan Tolga, “İki öğrencim var. Onlar öğrenirlerse başkalarına öğretirler” diyor.
MESLEĞİ YAŞATMAYA ÇALIŞIYORLAR
Tire Halk Eğitim Merkezi Öğretmenleri Ayşen Kavakalan ve Nurdan Kurtiş de, unutulmaya yüz tutan meslekleri öğrencilerine aktarmak için Tolga’dan takunya yapımını öğrenmeye çalıştıklarını belirterek şöyle konuştular: “Bu meslek unutulmaya yüz tutan bir meslek. Müdürlerimiz, ‘nalın yapımını öğrenin, siz de öğrencilerinize aktarın’ dediler. Cemil Amca’dan teknikleri öğreniyoruz daha sonra da öğrencilerimize öğreteceğiz. Amacımız unutulmaya yüz tutan sanatları yaşatmak. Tire’de eski sanatlarımız çok vardı ama hepsi yavaş yavaş bitiyor. Nalını yaşatmak için elimizden geldiği kadar uğraşıyoruz.”