Manisa’da 2012 yılında geçirdiği kalp krizi sonrası total yapay kalp takılan Ruhi Süren, 2,5 yıldır kalbini sırtında taşıyor. Yapay kalbiyle kalp nakli bekleyen Süren, eşinin aldığı ‘evde bakım ücreti’nin kesilmesiyle zor günler geçiriyor.
2012 yılında geçirdiği kalp krizi sonrası 2,5 yıldır sırtında taşıdığı yapay kalple hayat mücadelesi veren evli ve iki çocuk babası 43 yaşındaki Ruhi Süren, Nüfus Müdürlüğü’nde yapılan yanlış bir kayıt sonrası eşinin aldığı evde bakım aylığının kesilmesiyle maddi sıkıntı çekiyor. Malulen emekli olan ve kirada kaldıklarını anlatan Süren, ailenin geçimini sağladığı ‘evde bakım ücreti’nin kesilmesiyle zor günler geçirdiklerini ve yapılan hatanın biran önce düzeltilerek maaşlarının tekrar bağlanmasını istedi.

Geçirdiği kalp krizi sonrası yaşadıklarını anlatan Süren, “Kalp krizi geçirdikten sonra Manisa’daki özel bir hastaneye sevk edildim. Orada by-pass oldum. Açık kalp ameliyatı yaptılar ve 4 damarım değişti. Orada bir hafıza kaybı yaşadım. Yaklaşık bir ay boyunca hafızam yerine gelmedi. Daha sonra rahatsızlığım geçmedi. 2-3 ay geçti evde sürekli ayakta duruyordum, nefes alamıyordum. Sonra bir hemşire kardeşimiz bize yardımcı oldu. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nden sıra aldı ve oraya kontrollere gittik. Tedavimize orada başladık. 20 gün boyunca tedavi gördükten sonra kalp damar bölümüne aldılar ve 2 ayda orada tedavi altında tuttular. Total yapay kalp cihazı takmak için hazırladılar. 2013 yılının Ocak ayında bu cihaz takıldı. Cihazın takılmasından sonra 2 ay daha hastanede kaldım. Daha sonra bizi taburcu ettiler” dedi.

NAKİL BEKLİYOR
Taburcu olduktan sonra bir sene boyunca hiçbir sorun yaşamadığını anlatan Süren şunları söyledi:
“Çok rahattım. Kolay gezebiliyordum. İlk yılın ardından yavaş yavaş yürüyememeye başladım. Bünye kendini toparlayınca haliyle kilo da aldım. Şuanda rahatsızım. Bir yıldan beri de vücudumdaki yarada enfeksiyon var. O da biraz halsiz bırakıyor. Yaramda acı ve başımın ağrısı hiç geçmiyor. Başımda sürekli bir ağrı var ve kemiklerim acıyor. Kontrollere gittiğimizde doktorlara danışıyoruz ne olacak bu halimiz diye. ‘Yapacak bir şey yok, idare edeceksin’ diyorlar. ‘Elimizden gelen bir şey yok. Nakil çıksa yapacağız’ diyorlar ama onlarda nakil gelmediği için bir şey yapamıyorlar. 2,5 yıldır bu cihazı bu şekilde kullanıyorum.”

“BİZ 3-4 AY BOYUNCA MAAŞ ALAMAZSAK GEÇİNEMEYİZ”
Kalp krizi geçirmesinin ardından malulen emekli olduğunu anlatan Süren, “Şuan 700 TL maaş alıyorum, bunun 200 TL’si çektiğimiz kredi için kesiliyor ve elime 500 TL kalıyor. Eşime de ‘evde bakım ücreti’ veriliyordu ve onunla da geçiniyorduk. Benim aldığım maaş anca ev kirası, bakkal borcuna yetmiyordu bile. Hanımın aldığı ‘evde bakım ücreti’ ile de geçiniyorduk. Onu da kestiler. Komşumuz Nüfus Müdürlüğü’ne adres yenileme için gitmiş ve yanlışlıkla bizim evin adresini vermiş. Sosyal Yardımlaşma da eşimin aldığı maaşı evdeki kaydımız gittiği için kestiler. Bunun düzeltilmesini istiyoruz. 3-4 ay boyunca maaş verilmeyeceğini söylüyorlar. Bu durum düzelene kadar 3-4 ay maaş alamayacakmış. Biz 3-4 ay boyunca maaş alamazsak geçinemeyiz. Zaten yok, evimiz kira, elektriğimiz, suyumuz o parayla geçiniyorduk” diyerek, yapılan hatadan dolayı meydana gelen mağduriyetlerinin giderilmesini istedi.

“ÖLMEK BELKİ DE KURTULUŞ AMA ÇOCUKLAR VAR”
2013 yılından bu yana kalp nakli beklediğini anlatan Süren, henüz bir nakil çıkmadığını ve çıkmasını umutla beklediğini belirtti. Herkesi organ bağışı yapmaya davet eden Süren, yaşayabilmesi için bağlı kaldığı total yapay kalp cihazını bazı vatandaşların ilaç makinesi zannettiğini anlatarak, “Bazıları ilaç makinesi zannediyor. Evleri ilaçlıyorum zannediyorlar. Bomba zannedenler bile var. Ben bu cihaza alıştım. Fakat göğsümdeki cihazın sesi beni çok rahatsız ediyor. Geceleri uyuyamıyorum. İyice uykusuz kaldığım zaman mecbur uyuyorum ama çok rahatsız ediyor. Çünkü çok ses yapıyor içerideki. Çantadaki cihaza pek aldırış etmiyorum, çünkü ona alıştım. Fakat içerideki cihaz yattığım zaman haliyle beni rahatsız ediyor. Geceleri yatarken hep tedirginim. Aklıma hep duruverecekmiş gibi geliyor. Ölümden korktuğumdan değil ama sonuçta çoluk çocuğumuz var, onlar için üzülüyorum. Ölmek belki de kurtuluş ama çocuklar var” dedi.