Asgari Ücret Tespit Komisyonu ara zam için bugün toplanıyor. 
İşçi, işveren ve hükümet temsilcilerinden oluşan 15 kişilik komisyonun iki veya üç toplantının ardından 1 Temmuz- 31 Aralık arasında 6 ay  geçerli olacak yeni ücreti saptaması bekleniyor.
Asgari ücret diğer ülkelerde, doğrudan hükümet tarafından, hükümet ve ilgili sosyal taraflar arasında müzakere ve danışma yoluyla,  ya da ulusal ve sektörel toplu pazarlık yolu olmak üzere  üç temel yöntemle  saptanıyor. Türkiye’de müzakere yöntemiyle belirleniyor.
Asgari ücret, 2015 yılından bu yana komisyonda dört kez oy birliği, beş kez işçi tarafının muhalefeti veya oylamaya katılmaması üzerine oy çokluğu ile saptandı.       
Uzun süre yılda bir kez saptanan asgari ücrete satın alma gücünü hızla yitirmesinden ötürü 2022 Temmuzunda yüzde 30 oranında ara zam yapıldı. 7349 sayılı yasa uyarınca 2022 yılı başından itibaren ücretten gelir ve damga vergisi kesintisi yapılmıyor. Brüt asgari ücretten işçi payı olarak yüzde 14 oranında SGK primi ile yüzde 1 oranında işsizlik sigortası primi kesiliyor. Çalışanların maaşının brüt asgari ücret kadar olan tutarı gelir ve damga vergisinden muaf. 
Emekçi, halen brüt 10 bin 8 lira, net 8 bin 506 lira olan ücretin en az 500 dolar düzeyine eşitlenmesini umuyor. Zira önceki Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, seçim öncesi temmuzda asgari ücretin 500 dolar tutarında saptanacağını açıklamıştı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da rakam açıklamasa bile ücretin revize edileceğini seçim öncesi duyurmuştu.
Ancak patronlar 500 doların yüksek olduğunu, işyerine yeni maliyetler getireceği gerekçesiyle karşı çıkıyor. İşverenler asgari ücrette 6 aylık enflasyon oranında artış yapılmasını talep ediyor. Türk-İş açlık sınırını kırmızı çizgi olarak kabul ediyor. Asgari ücrete refah payı ile birlikte yüzde 35- 45 arası zam yapılabileceği konuşuluyor. Bu seçeneklere göre artış olması halinde emekçinin eline net 11-12 bin lira arası para geçecek. Dövizde aşırı artış olmaması halinde 500 dolara denk gelecek. Açlık sınırının 10 bin 362 liraya ulaştığı günümüzde, yeni ücretin 500 dolara eşitlenmesi yetersiz. Zira dövizdeki artıştan ötürü iğneden ipliğe her gün zam geliyor. Zamlı ücret kısa sürede aşınarak, emekçi ve ailesinin geçinmesini karşılamayacak. Cüzdan boşaltan hayat pahalılığı durdurulamadığı sürece milyonlarca dar ve sabit gelirli kitlenin soluklanması olanaksız. Kıran kırana  geçecek pazarlık sonucu asgari ücretin ne kadar olacağını emekçi merakla bekliyor.   
 16 milyonu aşkın emekçinin 10 milyonu asgari ücret veya bir miktar üzerinde ücretle çalışıyor. Sendikalaşmanın önündeki engeller ve düşük ücretten dolayı Türkiye “asgari ücretliler toplumu” haline geldi.  Ülkenin asgari ücretiler toplumuna dönüşmesinde emeğin yararlanamadığı ve milli gelirden aldığı payın düşmesine yol açan ekonomi politikaları önemli rol oynadı. Bunun giderilmesi patronların layık gördüğü düşük ücret yerine, emekçinin sendikalaşarak haklarını toplu iş sözleşmesiyle edinmesine bağlı.
Asgari ücret emekçi ve ailesinin insan onuruna yakışır, zorlanmadan geçinebileceği tutarda saptanmalı. Zira iki ay sonra satın alma gücü dibe vuruyor.
Asgari ücretteki artışa koşut; işsizlik ödeneği, kıdem tazminatı tutarı, idari para cezaları, asgari geçim indirimi, Genel Sağlık Sigortası primi, isteğe bağlı sigorta primi, Bağ-Kur primleri, yaşlılık ve engelli aylığı, sosyal yardımlar, Bireysel Emeklilik Sistemi primi de yükselecek...