Hükümet, Amasra maden ocağındaki patlamada yaşamını yitiren gariban emekçilerin ailelerine bir dizi yardımda bulunacakmış.
Medyada yer alan haberlere göre siyasi irade ölen emekçilerin ailesinden bir kişiyi kamuda istihdam edecek, yetim ve dul aylığı bağlanmasına ilişkin çalışma yürütüyormuş. Yine ailelere 1.5 milyon lira tutarında yardım yapılmış. Milli Eğitim Bakanlığı da yetim çocukların öğrenim harcamalarını üstlenip, burs verecekmiş. Elbette yerinde ve olumlu girişim. Devletin geride kalanlara sahip çıkması zaten görevi. Daha fazlasını hak ediyor o garibanlar. Onlar için ne yapılsa, ne verilse azdır.
Lakin “kader” diye nitelendirilen önlenebilir iş kazasında yitirilen canları geri getirmez, ailelerin acısını dindiremez. Babasının tabutu başında elinde babasının fotoğrafını isyan eden annesine “ bak bu babamın fotoğrafı” diyerek gösteren, olan bitenden habersiz mavi gözlü dünyalar güzeli yetim çocuğun belleklere kazınan o görüntüsünü asla unutturmaz. Öylesine bir acı ki… Tüm yürekleri dağladı.    
Önlenebilir iş cinayetinde eşini, çocuğunu ve yakınlarını ardından gözü yaşlı bırakarak, fani dünyadan göç etti maden emekçileri Soma’da olduğu gibi hiçbir zaman unutulmayacak.
Yerin yüzlerce metre altında gün yüzü görmeden saatlerce kazma sallayarak ekmeğini kazananlar her şeyin en iyisine layık. Çalışırken değeri bilinmeyen madenciler, ancak öldüklerinde kıymete biniyor. 
Amasra’da madendeki patlamanın günler öncesi işaret verdiği ölen madenci yakınlarının açıklamalarıyla gün yüzüne çıkıyor. O garibanlar yakınlarına, “ocakta gaz sızıntısı var. Kokudan anlayabiliyoruz. Hepimizi patlatacaklar” diyerek yakınmışlar. Kuşkusuz emekçilerin dikkat çektiği tehlikenin varlığını Türkiye Taşkömürü Amasra Müessese Müdürlüğü yetkilileri ve maden mühendisleri de biliyordur. Ancak az işçi ile çok üretim önceliği, tehlikenin görmezden gelinmesi faciaya yol açtı. Enerji Bakanı sorumluların ortaya çıkarılacağını ve gereken cezayı alacaklarını söyledi. Keşke insanlar ölmeden önlenebilseydi ocaktaki gaz sızıntısı. 
İşte bundan ötürü “kader” diye geçiştirilemez göz göre göre gelen ve garibanları hayattan koparan patlama.  Bu denli ucuz mu insan canı? Hem sorumlular ortaya çıkarılsa ne olur? Önlemler önceden alınmalıydı.
İşyerinde örgütlü olan sendikanın genel başkanı da patlamanın meydana geldiği ocak için “her türlü önlemlerin bulunduğunu” açıklamış. Eğer öyleyse niye oluştu metan gazı? İşçilerin uyarısına karşın neden müdahalede bulunmadı sendika. Bulundu ve önlemler yeterli idi de neden canlar yitirildi?
Kısa süre önce yeniden seçilmesinden ötürü makamında “köçekli” kutlama yapan Genel Maden-İş Sendikası Başkanı çok önceden yetkilileri uyarıp takipçisi olsaydı da emekçiler ölmeseydi...