Yaşlılarla Dayanışma Derneği Başkanı Dr. Ayten Leyla Sağlamtimur, sosyoekonomik gelişmeler ve sağlık alanındaki ilerlemelerin yaşam süresini arttırarak ölüm hızının azalmasına katkı sağladığını, buna karşılık doğurganlık oranlarının düştüğünü ve yaşlı nüfusun da hızla arttığına dikkat çekti. Sağlamtimur, huzur evleri dışındaki yaşlıların çoğunun sefalet içinde yaşadığını söyledi.
Dernek Başkanı Sağlamtimur, sanayileşme, köyden kentlere göçün artması, kadınların da çalışması, ailelerin çekirdek aile haline dönüşmesinin, yaşlıların yalnızlaşmasına, ev ve öz bakımları için yardımcı taleplerinde artışa neden olduğunu belirterek, "Yaşlılıkla birlikte sağlık, sosyo ekonomik birçok sorun da artmaktadır. Yaşlılıkta rastlanan en büyük sorun yaşlı sağlık sorunlarıdır. Türkiye nüfus ve sağlık araştırma 2008 (TNSA-2008) verilerine göre sağlık güvencesi olan yaşlılar yüzde 74, yeşil kartı olanların oranı yüzde 14, hiçbir sağlık güvencesi olmayan yaşlı oranı yüzde 12’dir. Yaş ilerledikçe hastalıklar, kazalar sonucu yaralanmalar, Alzheimer başta olmak üzere neuro- psikiyatrik hastalıklar artmaktadır. Sağlık hizmetlerine evde ve kurumda erişim konusunda sorunlar yaşanmaktadır. Bugün hastane hizmetleri dışında evde muayene ve tedavi hizmetlerinin verilmiyor olması (Sağlık Müdürlüğü ilgili birimi talep olursa, sadece tamamen yatağa bağlı olanlara mesai saatleri içinde hizmet vermekte) hasta-yaşlı takip sisteminin bulunmayışı yaşlıların sağlık sistemlerine erişmesine engel teşkil etmektedir" dedi.
Sağlamtimur, yaşlı sorunlarından bir diğerinin ise sosyal sorunlar olduğuna dikkat çekerek şöyle devam etti:
"Yaşlıların sosyal statü kaybı (özellikle emeklilik), sosyal ilişkilerde gerileme, gelir kaybı, üretici durumdan tüketici durumuna geçmeleri, duygusal yalnızlaşma, sosyal yalnızlaşma, çevreye olan bağımlılıklarının artması, bakım hizmetlerine evde ve kurumda erişememesi, kendi ortamında kendi evinde günlük yaşam aktivitelerine destek olarak bakım hizmeti verilmemesi, sadece yatağa tam bağımlı olanların yakınlarına bakıcı ücreti verilmesi (ki bu da ücreti aldıkları halde bakmama gibi suistimallere neden olmaktadır) gibi birçok sosyal sorun yaşamaktadırlar. Yaşlıların en büyük sosyal sorunlarından biride barınma sorunudur. Ülkemizde yatılı hizmet veren huzurevleri gibi kurumların sayısı ve yatak kapasitesi çok azdır. Tüm bunlar sonucunda yaşlılar hem devlet tarafından hem de çevresi tarafından ihmal edilmektedirler."
Yaşlılara bakımdan söz edilince sadece huzurevlerinde barınan yaşlılar akla geldiğini, huzurevlerine yardımların, desteklerin aktığını, devletin çok iyi baktığı bu yaşlıların çok şanslı olduğunu ifade eden Sağlamtimur, "Sosyal devlet gerekleri yerine getirilmiyor. Evinde yaşayan yaşlılar görmezden geliniyor, bakım hizmeti verilmeyip kaderine terk ediliyor. Yaşlılarla Dayanışma Derneği olarak Adana genelinde yaptığımız anket ve yardımlar esnasında gecekondu bölgelerinde sokakta, eğreti çadır, barakalarda yaşayan, konu komşu tarafından bakılan, kimsesiz, sahipsiz, yatalak, hasta, düşkün, evleri çöp eve dönmüş, cenazeleri ortada kalan yaşlıları gördük. Çoğunluğu yalnız yaşayan yaşlılara bakıcı bulunamaması en büyük sorun. 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 14. maddesine göre yaşlı hizmeti vermesi gereken belediyeler kendilerine başvuran birkaç yaşlıya sürekli olmayan ayni ve nakdi yardım dışında evde bakım, gündüzlü bakım, danışma dayanışma merkezleri gibi hizmetler vermiyor" diye konuştu.
Sağlamtimur, yaşlılar için verilecek hizmetlerin toplum temelli bakım yaklaşımını içermesi gerektiğinin altını çizerek, "Kendi ortamında toplumdan kopmadan, kendi ayakları üzerinde durma becerisi kazandırılmalıdır. Sosyal bakım, yaşlıya temel gereksinimi olan ev, barınacak yer sağlama, sosyal tedavi, yaşlı ve ailesine danışmanlık, eğitim, psikososyal destek, terapi, sosyal rehabilitasyon, yaşam kalitesini artırmaya yönelik çalışmalar yapılmalıdır" önerilerinde bulundu.
Sağlamtimur, Toplum Destekli Polislik Şube Müdürlüğü polisleriyle yaşlıların evlerini tek tek gezerek onlara hediye verdi.