Cengiz İnşaat'a ait bakır fabrikasının 100 dönüm
alan dolgusuyla elde edeceği
katı ve sıvı atık depolama
projesi,
şu günlerde
gündemde...
Hem de Tekkeköylülerin
hava kirliliğinden 
büyük ölçüde şikayet ettiği bir dönemde...
İnsanlar,
kesif bir kokuyla
evlerinden çıkamadıklarını
ve bu sorunun seçimlerden sonra
daha da arttığını
iddia ediyor...
Tekkeköy'de
bu durumun yaşanması, yeni değil...
Hiç unutmuyorum...
Samsun'da,
2017 Yaz İşitme Engelliler
Olimpiyatı'nın
başlayacağı günlerde
İHA'nın Çevre Bakanlığı
verilerinden
sağlanan bilgilerle
abonelerine servis ettiği
haberde;
Türkiye'nin en kirli bölgelerinden biri olarak
Tekkeköy gösterilmişti...
O yıllarda
ortağı olduğum
medya kuruluşunun
yayın mecralarında da
bu haberi vermiştik...
Elbette haber
gazete, televizyon, radyo ve internet sitesinde
aynı anda
yayına girince;
ortalık ayağa kalktı...
Birileri de
haberde "Kasıt" aramıştı...
Ajans bu bilgileri,
herkese açık olan
bakanlık sitesinden almıştı...
Bizi suçlamak için
çeşitli entrikaların
içine giren
harici ve dahili
birtakım asalaklar,
bakanlığı
suçlayamadığı için
kasıt unsurunu bizde aramıştı...
Ucuzluk, böyle bir şey işte...
Tekkeköy; özelleştirme öncesinde
hem Bakır hem de Azot fabrikalarının
bacalarından çıkan gazlar nedeniyle
ağır bedeller ödemiş bir ilçeydi...
Süreç içinde bölgede sanayi kuruluşları da
arttı elbette...
Hatta, Tekkeköylülerin
başına
6 No'lu fuel-oil
ile çalışan iki
mobil santral de bela olmuştu...
AK Parti'nin kuruluş yıllarıydı...
Tepki gösterenler arasında
AK Partililer ön saflardaydı...
Miting bile yapmışlardı...
Dönemin AK Parti Samsun Milletvekili Cemal Yılmaz Demir,
santrallerle ilgili
TBMM'de araştırma komisyonu kurulmasını sağlamış,
gerçekler ortaya çıkmıştı...
Peki, ne oldu sonuçta?..
Devlet, iki firmaya
milyonlarca dolar 
ödemek zorunda kaldı...
Çünkü TEİAŞ, firmalara
alım garantisi vermişti...
Böylece, tüyü bitmemiş yetimin
hakkı olan
o paralar,
santraller hiç çalışmadan
iki firmaya
ödenmişti...
Bu bilgileri,
uydurmadık!..
Kayıtlar,
Cemal Yılmaz Demir'in başkanlığını yaptığı
TBMM Araştırma Komisyonu raporlarında var...
Bütün bunlara rağmen
Çarşamba ilçesinin Eğercili Mahallesi'nde
ovanın tam ortasına
biyokütle enerji santrali
kurulmaz mı?..
Bilim insanları,
halk sağlığının tehdit altında olduğunu öne sürdü;
yer altı sularının
çekilmesi sonucu 
tarımın biteceğini iddia etti...
Ne değişti?..
Böylesi yatırımlar,
işverenlerin
kendi başlarına
aldığı bir kararla mı
yapılıyor sanki?..
Dün de bugün de
bu işler, iktidarların
izni ve bilgisi olmadan
yapılamaz!..
Yoksa, mobil santrallerin kuruluşuna izin
veren
ANAP'lı Enerji Bakanı
Cumhur Ersümer, DSP'li
Çevre Bakanı Fevzi Aytekin'e
danışmadan santrallerin kurulmasını
sağlayabilir miydi?..
Argoda bir tekerleme var:
"Bırakın bu işleri, gidin de fırçalayın dişleri"...
Ne demiştik?..
Cengiz İnşaat'a ait bakır fabrikası
katı ve sıvı atık projesi,
Tekkeköy'de hava kalitesinin
yaşandığı şu günlerde gündemde...
Sonuç ne olur, derseniz?..
Mobil santrallere
karşı çıkanların bir süre sonra fikir değiştirmesinin
nedenini
ve kimlerin ne yaptığını
Tekkeköylüler unutmadı sanırım!..
Eğercili'deki biyokütle enerji santraline önce karşı çıkıp
sonra methiye düzenler de
kayıtlarda...
Gündemdeki atık projesinin akıbetinin
ne olacağı da ortada...
Bu projeden sonra
başkaları da
gelecek elbette...
Ve sonunda
yaşanılmayacak hale gelen
Tekkeköy,
"Terk edilmiş kovboy kasabası"na dönecek!..
Hiç kimsenin
sanayileşmeye
karşı çıktığı yok!..
Almanya'nın en önemli
şehirlerinin merkezinde
kömür santralleri var ama
bacalarından
tek bir partikül ve zehirli gaz çıkmıyor...
"Bizde niye?"
dediğinizi duyar gibiyim...
Çünkü, bizdekiler
insan hayatını;
filtre başta olmak üzere çevresel etkileri
aza indirecek
önlemler için
ödenecek
bedelden
daha ucuz görüyor...
Bu yatırımcıların çoğu 
Tekkeköy'de de yaşamıyor üstelik!..
Uzatmayalım...
Meselenin
özünde "Maliyet" var...
Birilerine "Daha çok kazansın" diye
fırsat verenler,
öbür tarafta da kendilerini
ağır bir maliyetin
beklediğini unutmazlar umarım!..
Hani, Allah'ın yarattığı en değerli varlık insandı?..